Türkiye’de tıp alanında çalışanların hizmet sorunlarının tartışıldığı ve bilime katkıların ödüllendirildiği 14 Mart Tıp Bayramı, Üniversitemiz Tıp Fakültesi tarafından düzenlenen törenle kutlandı.
Üniversitemiz Sağlık Yerleşkesi Prof. Dr. Asım Duman Konferans Salonu’nda düzenlenen programa, Üniversitemiz Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hidayet Oğuz, Üniversitemiz Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şükrü Nail Güner, Üniversitemiz Tıp Fakültesi Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Hasan Küçükkendirci, Üniversitemiz Diş Hekimliği Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ali Rıza Tunçdemir, Üniversitemiz Seydişehir Kamil Akkanat Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İsmail Reisli, Üniversitemiz Hemşirelik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Emel Ege, dekan yardımcıları, öğretim üyeleri, çok sayıda hekim ve aileleri katıldı.
Programın açılış konuşmasını gerçekleştiren Üniversitemiz Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şükrü Nail Güner, “Bugün burada, tıp mesleğinin tarihsel köklerini anmak, sağlık çalışanlarının özverili çabalarını onurlandırmak ve bilimsel gelişim yolculuğumuzu paylaşmak için bir araya geldik. 14 Mart Tıp Bayramı, yalnızca bir kutlama günü değil; aynı zamanda köklü bir geçmişin, fedakarlığın ve bilime adanmışlığın simgesidir. Hekim kelimesi, Arapça ’da “hakîm” kökünden gelir. Hakîm ise, “bilge, hikmet sahibi, öğretmen, bilgiyi doğru ve yerinde kullanan kişi” anlamlarını taşır. Tıp ilmi ise, yalnızca bedeni iyileştirmek değil; aklı, ruhu ve toplumu da iyileştirme sorumluluğunu üstlenir. Bu nedenle hekim, yalnızca hastalıkları tedavi eden kişi değil; bilgelikle insan sağlığını koruyan, topluma yol gösteren ve şifa dağıtan bir rehberdir. Tarih boyunca hekimlik mesleği, büyük bir özveri, sabır ve merhamet gerektirmiştir. Hipokrat’tan İbn-i Sina’ya, Hekim Bereket’ten Hulusi Behçet’e kadar uzanan köklü bir geçmişin mirasçıları olarak bizler, bilimin ışığında yürümeyi kendimize ilke edindik. Her dönemde hekimler, yalnızca tedavi eden değil; aynı zamanda topluma yön veren, sağlık politikalarına katkı sunan ve bilimsel gelişmelerin öncüsü olan bireyler olmuşlardır” dedi.
14 Mart, Direniş Ruhunun, Meslek Onurunun ve Vatan Sevgisinin Simgesidir
14 Mart 1827’de, Hekimbaşı Mustafa Behçet Efendi’nin çabalarıyla günümüz modern tıp eğitiminin temellerinin atıldığını ifade eden Prof. Dr. Güner, “14 Mart Tıp Bayramı’na ilham veren olay ise tam 92 yıl sonra, 1919’da İstanbul’un işgali sırasında, tıp öğrencilerinin vatan savunmasında üstlendikleri roldür. O gün, ilk cerrahhane Tıphane-i Amire ve Cerrahhane-i Amire’nin kuruluşu bahanesiyle tıp fakültesi öğrencisi Hikmet Boran liderliğinde toplanan öğrenciler İstanbul’un işgalini protesto etmişler, Kurtuluş Savaşı fitilini ateşleyen kıvılcımlardan biri haline dönüşmüşlerdir. Hikmet Boran’ın Sivas Kongresi’nde manda ve himayeye karşı yaptığı konuşmanın etkisi, uzayan tartışmaların sonlanmasına sebep oldu. İşte o günden bugüne, 14 Mart yalnızca tıp eğitiminin başladığı gün değil, aynı zamanda bir direniş ruhunun, meslek onurunun ve vatan sevgisinin de simgesi olmuştur. Bu vatan için can veren tüm hekimlerin ruhu şad, mekanları cennet olsun” diye konuştu.
Tüm Sağlık Çalışanlarının 14 Mart Tıp Bayramı Kutlu Olsun
Hekimlerin yaşadığı problemlerden de bahseden Prof. Dr. Güner, “Ömrümüzü adadığımız bu ulvi meslek için feda ettiklerimize karşılık maddi ve manevi düzeyde kazandıklarımızı artık sorgular olduk. Özellikle üniversite hastanelerindeki çalışma şartları, personel sayısındaki yetersizlik, iş yükü, hasta baskısı ve soruşturma bilirkişi dosyaları bizleri ziyadesiyle yormakta, Sağlık Bakanlığı’na bağlı veya afiliye hastanelere uygulanan pozitif ayrımcılık, hizmet üretiminde ve mesleki motivasyonda ciddi kırılmalara neden olmakta. Halen düzeltmeye muvaffak olamadığımız sorunlara yönelik umudumuzu kaybetmedik ve tüm şartları zorlayarak dileklerimizi yerine getirmeye çalışıyoruz. Rektörümüz Prof. Dr. Cem Zorlu’nun destekleriyle fakülte ve hastane yönetimi olarak özlük haklarımızı daha iyi noktalara taşımak için tüm şartları zorlayacağımızı bilmenizi isteriz. Hiç tanımadığı insanların hayatları için kendi hayatlarından, çocuklarından, ailelerinden vazgeçen; her zaman vicdanıyla, onuruyla ve insan sevgisiyle çalışan tüm hekimlerin; her türlü şartta, baskı ve stres altında özveriyle hizmet veren tüm sağlık çalışanlarının 14 Mart Tıp Bayramı kutlu olsun” ifadelerini kullandı.
Üniversitemiz Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şükrü Nail Güner konuşmasında, Üniversitemiz Tıp Fakültesinin tam akreditasyon çalışmalarında sona gelindiğini ifade ederek, haziran ayına kadar tüm koşulları yerine getirerek altı yıllık tam akreditasyon sürecini tamamlayacaklarını aktardı.
Geçmişten Günümüze Tüm Sağlık Çalışanlarımızı Minnet ve Saygıyla Anıyorum
‘14 Mart Tıp Bayramı’nda sizlerle bir araya gelmekten mutluluk duyuyorum’ sözleriyle konuşmasına başlayan Üniversitemiz Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hidayet Oğuz ise, “Tıp, insan tarihi kadar eski, insanlığın varoluşuyla başlayan ve sürekli gelişen bir bilim ve sanat dalıdır. 14 Mart sadece bir kutlama günü değil aynı zamanda tıp mesleğinin önemini, değerini ve sorumluluklarını bir kez daha hatırladığımız bir gündür. Geçmişten günümüze tıp alanında emek veren tüm hekimlerimizi, sağlık çalışanlarımızı ve tıp eğitimine katkı sağlayan akademisyenlerimizi minnet ve saygıyla anıyorum” dedi.
Sürekli Öğrenmeye, Araştırmaya ve Kendimizi Geliştirmeye Devam Etmeliyiz
Konuşmasında hekimlere ve tıp öğrencilerine seslenen Prof. Dr. Oğuz, “Değerli hekimlerimiz, tıp bilimi sürekli değişen ve gelişen bir alan. Her gün yeni bilgiler, teknolojiler ve tedavi yöntemleri ortaya çıkıyor. Bu değişim ve gelişime ayak uydurmak mesleğinizin gerekliliklerinden biridir. Bu nedenle sürekli öğrenmeye, araştırmaya ve kendimizi geliştirmeye devam etmeliyiz. Rektörlük olarak yanınızda olduğumuzu, gerek projelerde gerekse tesisat alımlarında öncelik verdiğimizi bilmenizi isteriz. Sevgili öğrenciler, sizler geleceğin hekimleri, bilim insanları ve sağlık liderlerimizsiniz. Tıp eğitiminiz boyunca edineceğiniz bilgi ve deneyimler insanlığa hizmet etme yolunda sizlere rehberlik edecektir. Unutmayın ki, hekimlik sadece bir meslek değil aynı zamanda bir yaşam biçimidir. Sağlık, toplumun en temel ihtiyaçlarından biridir. Sağlıklı bir toplum, mutlu ve üretken bir toplum demektir. Bu nedenle sağlık alanında yapılan yatırımlar, toplumun geleceğine yapılan en önemli yatırımlardır. İki doktor babası olarak, tüm sağlık çalışanlarımızın 14 Mart Tıp Bayramı’nı en içten dileklerimle kutlar, sağlık ve mutlu günler dilerim” ifadelerini kullandı.