Obruk oluşumunun doğal jeolojik bir olay olduğunu ifade eden Üniversitemiz Mühendislik Fakültesi Geoteknik Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Adnan Özdemir, obruk oluşumlarının depremler gibi engellenemeyeceğini, sadece doğru çalışmalar ve tedbirlerle birlikte geciktirilebileceğini söyledi.
Konya Kapalı Havzası'nda yer altı sularının çekilerek toprağın göçmesiyle meydana gelen obrukların sayısı her geçen gün artmaya devam ediyor. Obrukların çoğu Karapınar ilçesinde oluşurken son yıllarda bunlara Ereğli, Halkapınar, Emirgazi, Çumra, Cihanbeyli, Kulu, Yunak, Çeltik ve Altınekin ilçeleri de eklendi.
Konu hakkında açıklamalarda bulunan Üniversitemiz Mühendislik Fakültesi Geoteknik Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Adnan Özdemir, obruk oluşumu ve korunma yolları hakkında bilgiler verdi.
Konya’da obrukların oluşumunun jeolojik bir olay olduğunu, yeraltında bulunan gazın suya karışıp kireçli yapıyı eritmesiyle meydana geldiğini söyleyen Prof. Dr. Özdemir, “Konya’da obruk oluşumuna müsait, kolaylaştıran jeolojik etmenler var. Dolayısıyla bu jeolojik olaylar sonucunda da obruklar oluşuyor. Konya’da oluşan obruklar sadece günümüzle sınırlı değil. Geçmişte de çok sayıda obruklar oluşmuş. Ancak son zamanlarda bu obruk oluşumunda artışlar söz konusu. Bu artışların sebepleri yer altı sularının yanlış kullanımı, bölgedeki bitki deseninin farklılaşması diyebiliriz. Bu obrukları biz tarlalarda gördüğümüz gibi köylerde de görebiliyoruz. En son Karapınar’da patates tarlasında yaklaşık 20 metre çapında ve 15 metre derinliğinde bir obruk meydana geldi. Aslında derinlik dışarıdan 15 metre gibi görünse de çöken kısımda bulunan malzemeyi aşağıya alabilecek kadar daha derinlik mevcut demektir. Bunu da düşünürsek en son oluşan obrukta derinliğin daha da fazla olduğunu söyleyebiliriz” dedi.
Obruklar büyük riskler barındırıyor
Tarlalarda oluşan obrukların büyük riskler barındırdığını da aktaran Prof. Dr. Özdemir, “Çiftçilerimiz tarlalarında hasadını yaparken, sulama yaparken de bu obruk oluşabilir. Bu durumda üzerinde bulunan biri 15-20 metreden düşebilir. İstenmeyen sonuçlar gerçekleşebilir. Bu obruklar bir evin altında da oluşabilir. Obrukların nerelerde oluşabileceğini yaklaşık değerlerle bilebiliyoruz. Bununla ilgili çalışmalar gerçekleştirdim. Çok geniş bir alan. Bu geniş alan içerisinde herhangi bir yerde biranda obruk oluşabilir” diye konuştu.
Obruk tehlike haritaları oluşturulmalı
Obrukların oluşumun önlemeyeceğini ifade eden Prof. Dr. Özdemir şu şekilde konuştu: “Obruklar jeolojik bir olay. Nasıl ki depremlerin oluşumunu engelleyemiyorsak obrukların oluşumunu da o şekilde engelleyemeyiz. Ama obrukların oluşumunu hızlandıran faktörler var. O faktörleri belirleyip çalışmalar gerçekleştirirsek belki obruk oluşumunun hızını düşürebiliriz. Ama yerin altını kontrol etmemizin mümkünü yok. Obrukların oluştuğu alan Konya Ovası’nın geneline bakacak olursak oldukça küçük bir bölge. Fakat nerede ne zaman oluşacağını bilemediğimiz için bölge insanını sürekli tedirgin eden bir durum. Obruk tehlike haritalarının mutlaka hazırlanması lazım. Çok detaylı, spesifik çalışmalar yapılmalı. Karapınar bölgesindeki obrukların fay hatları ile de ilişkisi var. Obruk oluşumunda etkili faktörlerin biri de fay ve kırık yoğunluğu. Ama aktif fayların oradaki hareketlerinden ziyade, yer altı sularının dolaşımını kontrol etmesinin obruk oluşumu daha çok etkilediğini söyleyebiliriz.”
Habertürk TV ve Habertürk Muhabiri Bekir Mert'e teşekkür ederiz.