Selçuk Üniversitesi, Necmettin Erbakan Üniversitesi, Konya Teknik Üniversitesi, KTO Karatay Üniversitesi, Konya Gıda ve Tarım Üniversitesi akademisyenleri Gazze’de yaşanan insanlık dramına tepki vererek Filistin halkının yanında olduklarını göstermek amacıyla “Gazze’ye Destek Yürüyüşü” gerçekleştirdi.
Kılıçarslan Meydanı’nda başlayan yürüyüş, Mevlana Meydanı’nda yapılan basın açıklamasıyla son buldu. Yürüyüşte Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Metin Aksoy, Necmettin Erbakan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cem Zorlu, Konya Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Osman Nuri Çelik, KTO Karatay Üniversitesi Rektörü Fevzi Rifat Ortaç da yer aldı. Etkinlikte bütün üniversiteler ve akademisyenleri adına NEÜ Rektörü Prof. Dr. Cem Zorlu, basın açıklaması yaptı.
Açıklama şu şekilde:
Tarihi; katliam ve ayrımcılıktan ibaret olan İsrail terör devleti, 7 Ekim’den bu yana Gazze’ye yönelik alçak ve ahlaksız saldırılarını sürdürüyor. Bu hunharca saldırılar sonucunda bugüne kadar 13 bini aşkın Filistinli yaşamını yitirdi. Yaşamını yitirenlerin üçte ikisinden fazlası çocuklardan, kadınlardan, yaşlılardan ve hastanede tedavi görürken bombalara maruz kalan insanlardan oluşuyor.
Gazzeliler tarifsiz, akıl almaz acılar içinde!
Akıl ve vicdan sahibi insanlar, feryat içinde!
Yeryüzünün propaganda makinaları, bu şiddet düşkünü anormal devletin katliamlarını meşru müdafaa olarak göstermekten utanmıyor. Sözde insan hakları savunucusu Batı, ateşkes çağrılarını engelliyor, İsrail’e etkin bir biçimde silah ve siyasi destek veriyor, akıl almaz bir tutum içinde Filistinlilerin haklarını savunan protestocuları dahi susturarak gözaltına alıyor.
Zalimle mazlumu eşitleyip, zalimi aklıyorlar.
Batılı ülkelerin yönetimleri âdeta İsrail'in esiri olmuş durumdayken, aynı ülkelerin halklarında yaşanan uyanış ve giderek yükselen itirazlar ise bize insanlık adına umut veriyor. Filistin’e özgürlük yürüyüşleri zulme sessiz kalmayan vicdanların olduğunu gösteriyor.
Tüm bu süreçte Türkiye, uluslararası alanda sorumlu iradeyi yüklenerek hem Filistin davasını dünya kamuoyunda gündemde tutmaya devam ediyor hem de Gazze’de yaşanan insanlık trajedisinin önüne geçmeye çalışıyor. Biliyoruz ki Türkiye tarihsel derinliğine doğru yol aldıkça, İsrail’in yüzeyselliği ortaya çıkıyor. Türkiye, Ortadoğu’nun toparlayıcı gücü olarak temayüz ettikçe, dünya 5’ten büyüktür dedikçe, küresel güçlerin kurduğu temeli bozuk düzenin güvensizliği ortaya çıkıyor, çiviler bir bir sökülüyor, duvarlar çatlıyor, merkezler dökülüyor.
Yanlış hesap Kudüs’ten dönecek!
İnşallah İsrail’in zulmü ve batının sessizliği, Müslüman coğrafyanın uyanmasına, dünyanın vicdan sahibi insanlarının gerçekleri görmesine vesile olacaktır.
İsrail’in sivil Gazze halkına yönelik şiddet eylemlerine dur demenin akademik sorumluluğu olduğu bilinciyle Konya’nın beş Üniversitesi olarak düzenlediğimiz bu sessiz çığlık yürüyüşünden haykırıyoruz:
İnsan Haklarını ayaklar altına alanları, en başta bilim reddeder!
Önceki gün, Birleşmiş Milletler tarafından kabul ve ilan edilen dünya çocuk hakları günüydü. İsrail, binlerce çocuğu öldürdü, binlercesini yetim bıraktı. Yürekleri dağlayan çığlıkları nasıl duymazsınız?
Neredesiniz çocuk hakları savunucuları, İnsan hakları savunucuları, neredesiniz?
Charlie Hebdo saldırısında kol kola giren insancıl hukuk şampiyonu batılı devletler, neredesiniz?
Masum insanların suyunu kesmek kaç bombaya, hastaneleri yok etmek kaç kurşuna eşittir?
İnsanları aç, susuz, gıdasız, ilaçsız, havasız bırakarak ölüme terk etmekle, Holokost arasında ne fark vardır?
Yıllardır abluka altında tutulan Gazze’nin dev bir mezarlığa dönüşmesini engellemek için daha kaç çocuk ölmelidir?
Sivilleri kasten öldüren, sivil yerleşim yerlerini bombalayan, şehrin alt yapı hizmetlerini, ibadethanelerini, okullarını ve hastanelerini kullanılamaz hale getiren, insanların en temel ihtiyaçlara erişimini engelleyen İsrail rejimini; işgal rejimine göz yuman, insanlık suçlarını görmezden gelen, gizli açık destek olan tüm kurum ve kuruluşları ve dahi, bu kötülüğe hizmet eden “insan”ları şiddetle kınıyoruz.
Çocuklar ve insanlık onuru için, vicdanlı insanlara acil çağrımızdır:
Uluslararası barış ve güvenliğin tesisi ile yükümlü olan BM Güvenlik Konseyini uluslararası barış ve güvenlik önünde engel olmayı bırakmaya ve yükümlülüklerini yerine getirmeye çağırıyoruz.
Uluslararası Ceza Mahkemesi’ni, İsrail’in Gazze’de işlediği savaş suçları için en hızlı şekilde soruşturma açmaya davet ediyoruz.
Dünyanın farklı coğrafyalarındaki Üniversiteleri, bilim insanlarını, aydınları, kültür-sanat insanlarını, kanaat önderlerini, İsrail’in sivil Gazze halkına yönelik şiddet eylemlerine son vermesi için daha güçlü bir şekilde çağrıda bulunmaya davet ediyoruz.
Dünyanın vicdanlı gazetecileri, iş insanları ve tanınmış insanlarını, batılı medya kuruluşlarının meşrulaştırma yarışına girdiği vahşete dur demeye davet ediyoruz.
Tüm insanlığı, İsrail'e ait, İsrail menşeili ürünlere ve bu insanlık suçuna doğrudan veya dolaylı olarak destek verdiği bilinen markaları boykot etmeye davet ediyoruz.
Tüm dünya ülkelerini bu vicdansız saldırılara karşı ortak bir duruş sergilemeye, acil ateşkes ve kalıcı barış için çağrıda bulunmzaya davet ediyoruz.
Gazzelilerin en doğal hakkı olan insanca yaşama ve mülkiyet haklarının korunması hususunda verdiği mücadeleye saygı ile destek verdiğimizi ve daima yanlarında olacağımızı beyan ediyoruz.
İnsan olabilmek vicdan ister, gayret ister. Yaşanan bu vahşet karşısında tek umut, insanların, insan kalabilme gayretidir. İnsanlığın tarihinde siyahı tercih edenler de vardır. Ve onlar muhakkak tarih defterinde birer utanç vesikası olarak yer alacaklardır.
İnsan için esas olan, beyazdır, barıştır, öldürmek değil yaşatmaktır!
Selam olsun düşünen, insanlık için dertlenen, umut edenlere!
Selam olsun çağrımızı yüreklerinde hissederek harekete geçenlere!
Selçuk Üniversitesi, Necmettin Erbakan Üniversitesi, Konya Teknik Üniversitesi, KTO Karatay Üniversitesi, Konya Gıda ve Tarım Üniversitesi Akademisyenleri