Türkiye'nin Terörle Haklı Mücadelesini Destekliyoruz

22.01.2018

Sen de Teröre Dur De Sen de Paylaş http://www.terorlemucadele.org/

Barış İçin Teröre Son

Suriye toprakları bir coğrafya parçası olmanın ötesinde kadim geçmişimizin önemli tarihi gelişmelerine tanık olmuş, medeniyetimizin önemli simalarının da yetiştiği ayrı bir değerdir. Bu topraklarda Türk, Kürt, Arap ve diğer halklar yüzyıllarca kardeşlik içinde yaşamış ve bu kardeşliği tehdit eden tüm düşmanlara karşı birlikte mücadele ederek birlikteliklerini güçlendirmişlerdir. Anadolu - Suriye toprakları kardeşliğin, dayanışmanın, değerlerimizin sembolüdür.

Bu kardeşlik, her zaman düşman saldırılarının hedefi olmuştur. Bu saldırılar 1915-1918 yılları arasında olduğu gibi belli dönemlerde açık işgal girişimleri olarak gerçekleşmiş, ama her zaman ideolojik, etnik-ırkçı ayrıştırıcı yöntemlerle sürdürülmüştür. 
Suriye coğrafyasında bugün yaşananlar  bazı akademisyen, sözde aydın ve aktivistlerin göstermeye çalıştıkları gibi bir etnik alan kapma yarışı değildir.

Bugün sınırlarımızın hemen ötesinde, zamanla ülkemizin toprak bütünlüğüne karşı bir tehdit aracına dönüştürülecek olan, Ortadoğunun yeniden emperyalist güçlere yapılandırılmasına hizmet edecek işbirlikçi devletimsi bir yapılanmanın kurulmasına dönük adımlar atılmaktadır. Bu adımlar köklü kardeşliğimizi ve bölgenin kalıcı bir şekilde istikrara kavuşturulmasını tehdit etmektedir.

Bu suni girişim temelinden, doğurabileceği sonuçlara kadar çürük, başarısızlığa mahkum, ancak enerjimizi, gücümüzü zayıflatıcı, bölge halkları arasında kalıcı düşmanlık ve kanlı savaşların doğmasına neden olacak tehlikeli bir süreçtir. Bu tehlikeli sürece Türkiye’nin, aydını, akademisyen ve sivil toplum örgütleri ile duyarsız kalması beklenemez. Tarihi sorumluluğumuz gereği aşağıdaki noktalara tüm ulusal ve uluslararası kamuoyunun dikkatlerini çekmek istiyoruz.

  • Öncelikle Türkiye, 1946 yılından bugüne demokrasisinin güçlendirme yönünde büyük başarılara imza atmış bir bölge ülkesidir.  Bölgenin tek çok partili işleyen demokrasisidir. Bu temelde ülkemiz, 1952 yılından bu yana NATO üyesi olarak 65 yıldır örgüt üyesi ülkelerle müttefiklik ilişkisine sahiptir. Yine diğer bölge ülkeleri ile mukayese edilmeyecek düzeyde bir sivil toplum yapısına, serbest piyasa ekonomisi yapılanmasına ve eğitim kapasitesine sahip bulunmaktadır. 
  • Buna karşılık yarım asrı aşan ittifak bağı içinde müttefikimiz olan ABD, kuruluş felsefesi ve ideoloji olarak Maocu Sosyalist bir terör örgütü olan PKK/PYD/YPG ile  ortaklık içinde kuzey Suriye’yi yapılandırmaya çaba harcamaktadır. Demokrasi ilkeleri ile bir tür Pol Potçu rejim arayışı içinde olan terör grupları bağdaşamaz. Silahla kitleleri sindirerek kendine alan açmaya çalışan, terörü hedefe ulaşmakta bir araç olarak kullanan bir oluşumun hiç bir domokratik girişimin parçası olamayacağı açıktır. 
  • PKK ile PYD arasında hiç bir fark yoktur. PYD, PKK’nın Suriye kanadı olmanın ötesinde herhangi bir ayırt edici özelliğe sahip değildir. Abdullah Öcalan liderliğinde 25 Kasım 1978 tarihinde kurulan PKK, terörist yöntemlerle bugüne kadar 30,000 binden fazla insanımızı katletmiştir. Son bir yıl içinde bu örgütün saldırıları sonucunda hayatını kaybeden sivil sayısı 40 bulmaktadır.  PYD, Suriye sınırından ülkemize yönelik olarak yürütülen terör saldırılarını yöneten bir örgüttür. PYD Suriye sınırından topraklarımıza terörist ve silah sevkiyatı yapmaktadır. Örgütün mevcut lider kadrosu PKK’lı teröristlerce oluşturulmuştur.  Suriye’ de örgütün gerçekleştirdiği tüm toplantı ve gösterilerde Abdullah Öcalan'ın posterlerinin yer alması bile PKK/PYD birlikteliğini göstermek için yeterlidir.
  • Bu gerçeklere rağmen PYD terör örgütüne, ABD, bizzat kendi yetkililerinin açıklamalarına göre 3000 tır silah (yaklaşık 2,2 milyar dolar)  yardımında bulunmuştur. Yine ABD’li yetkililer bölgede bu örgüte dayalı olarak bir ordu kurulacağını açıklamıştır.  Fiilen Türkiye’ye karşı saldırılarını sürdürmekte olan bir örgüte yapılan silah yardımı ve verilen askeri eğitim doğrudan ülkemize yönelik bir tehdittir. Alınan askeri malzeme Türkiye de emniyet güçlerine yönelik saldırılarda kullanılmakta ve eğitilen teröristler bu saldırılarda kullanılmaktadır. Bu durumun Türkiye kamuoyu tarafından hoş karşılanması mümkün değildir.
  • ABD PYD ile giriştiği bu ortaklığı DAEŞ'e karşı mücadelenin bir zorunluluğu olarak açıklamaktadır.  Oysa ABD, DAEŞ'e karşı Türkiye’nin ortak hareket etme teklifini reddetmiş, DAEŞ terör örgütünün gücünün ciddi ölçüde zayıflatılmış olmasına rağmen, PYD ile ortaklığını güçlendirerek sürdürmüştür. Üstelik  kurulacak ordunun görev alanı olarak Türkiye sınırının gösterilmesi kabul edilemez bir durumdur. ABD Suriye kuzeyinde DAEŞ terör örgütü ile doğrudan savaşarak örgüte en açık zayiatı Türkiye'nin verdiği gerçeğini görmezlikten gelmektedir. Hatta DAEŞ'e yönelik Fırat Kalkanı harekâtını bile engellemeye çalışarak, müttefiklik ilişkisi üzerinde ciddi şüphelerin oluşmasına neden olmuştur. 
  • PKK/PYD bölgede yaşayan Kürtlerin temsilcisi değildir.  Hakimiyet kurduğu alanlarda kendi otoritesini tanımayan Kürt ve Arapları yüzyıllardır yaşadıkları topraklardan zorla çıkarmış, kendini eleştiren insanlara işkence ve diğer baskı yöntemleriyle sindirmeye çalışmış,  etnik arındırma operasyonları gerçekleştirerek konumunu güçlendirmeye çabalamıştır. Ayrıca, kadın ve çocukları kendine yönelik operasyonlara engel olmak için zorla canlı kalkan haline getirmektedirler. ABD bölgedeki fiili varlığı ile bu operasyonlara sessiz kalarak destek vermiştir.
  • Tüm bu yaşananlar ABD - PYD ortaklığının hedefinin DAEŞ olmadığını, PYD’nin de Kürtlerin temsilcisi değil, olsa olsa işbirlikçi bir terör örgütü olduğunu göstermektedir.

ABD bir terör örgütü ile geliştirdiği ortaklık ile, Türkiye ile tarihi müttefiklik ilişkisini tehlikeye atmaktadır. ABD 15 Temmuz darbe girişiminin elebaşısı Fethullah Gülen’i korumaya devam etmektedir. Vizeleri askıya almak gibi sözüm ona Türk milletini cezalandırarak “yola getireceği” gibi yanlış vehimlerle hareket ederek Türkiye kamuoyunun tepkisini çekmektedir. Her şeye rağmen, Türkiye demokrasisini daha da güçlendirerek, bölgesel barışı yeniden tesis etme kararlılığıyla yoluna devam edecek güçtedir.

We Support Turkey’s Rightful Struggle Against Terrorism

Beyond being a geographical piece of land, Syria has witnessed the important historical developments of our past, and it is a place where important personalities of our civilization have grown. In these lands, Turks, Kurds, Arabs and other peoples have lived in fraternity for centuries and strengthened their unity by fighting against all the common  enemies that threatened this brotherhood. The Anatolian - Syrian lands are the symbol of our brotherhood, solidarity, values.

This fraternity has always been the target of enemy attacks. These attacks took place as open occupation attempts at certain periods, as in 1915-1918, but always carried on by ideological, ethnical-racist separatist methods.It is not a race to grab an ethnic area in the Syrian geography today, as some academics, so-called intellectuals and activists are trying to show.

Today, just beyond our borders, steps are being taken by the imperialist forces to establish a collaborative quasi-state structure that will eventually serve as a threat to our country's territorial integrity. We see that they are trying to build a structure which is not in line with the history of the region, tradition of the people living in the region. These steps pose a big threat to permanent  stabilization of the region and our deep-rooted brotherhood.

This artificial venture is a dangerous process from the very beginning to the conclusions it may have, which is destined to be rotten, unsuccessful, but which will cause to decrease our energies, weaken our power and pave the way for permanent hostilities and bloody wars among the people of the region. This period is so dangerous that Turkey's intellectuals, academicians and civil society organizations can not be expected to remain indifferent. We would like to draw the attention of all national and international public opinion to the following points required by our historical responsibility.

  • Firstly, Turkey is a country which has great successes within the context of empowering its democracy since 1946. It is the only multi-party democracy  functioning properly in the region. On this basis our country, since 1952, has been in the alliance relationship with the members of the NATO for 65 years. It also has the structure of a free-market economy and the capacity of a civil society to the extent that it can not be compared with other countries in the region.
  • On the other hand, the United States, which is our ally for more than half a century, is striving to restructure northern Syria in partnership with the PKK / PYD / YPG, a Maoist Socialist terrorist organization as an ideology and philosophy of foundation.
  • Terrorist groups, which are in search of  Pol Pot regime, and democracy values are incompatible with each other.So, it is clear that a formation that uses terror as a means of reaching the targets and trying to open up space to itself by digesting masses with arms can not be a part of any domocratic initiative.
  • There is no difference between PKK and PYD. The PYD does not have any distinguishing feature beyond the PKK's Syrian wing. Founded on November 25, 1978 under the leadership of Abdullah Öcalan, the PKK has massacred more than 30,000 Turkish citizens by terrorist methods. In the recent year, 40 civilians lost their lives as a result of the attacks of the organization. The PYD is an organization that manages terrorist attacks against Turkey across the Syrian border. PYD dispatches terrorists and arms from the territories of Syria to our lands. The current leading body of the organization has been formed by PKK terrorists. Even the presence of Abdullah Öcalan's posters in all meetings and demonstrations organized in Syria is enough to show the PKK / PYD co-existence solely.
  • In spite of these facts,   the US has helped the PYD terrorist organization with 3000 guns (about 2.2 billion dollars), according to the statements of its own authorities.

Again, US officials have announced that an army will be established in association with PYD terrorist organization in the region. Supplying arms aid and  and giving  military training to the organization which continues its attacks against Turkey, pose a direct threat to our country. These military supplies and trained terrorists have been used in attacks against Turkish security forces. So,this situation cannot be expected to be welcomed by the Turkish public opinion.

  • U.S. explains the partnership with the PYD as an obligatory step for the struggle against DAESH. However, the US has rejected Turkey's offer to act together against DAESH  and in spite of drained  power of DAESH terrorist organization, it has continued to improve its partnership with the PYD. Moreover, targeting Turkish borders as an area of activity of new terrorist organization is an unacceptable situation.

U.S. ignores the clear fact that Turkey has inflicted casualty most by directly struggling on the ground against DAESH terrorist organization. It even caused serious doubts about the alliance relationship by trying to prevent the Euphrates Shield Operation against DAESH.

  • PKK / PYD is not a representative of the Kurds living in the region. . The PKK / PYD terrorist organization has struggled to strengthen its position over the Kurds and Arabs by performing ethnic cleansing operations and trying to digest the local people by torture and other oppressive methods since they have not acknowledged their authority for centuries. In addition, the terrorist organization force women and children to act as human shields to prevent itself from operations.
  •  With de-facto existence in the region and remaining silent, U.S. has actually given implicit support to these operations.
  • All the happenings demonstrate that neither the goal of the US-PYD partnership is DAESH, nor the PYD is a representative of Kurds, it is just a collaborative terrorist organization.

By improving partnership with a terrorist organization, U.S. jeopardizes the historic alliance relationship with Turkey. The United States continues to protect Fethullah Gulen, the chief of the July 15 coup attempt. Additionally, U.S. gets reaction of Turkish public opinion while it wants to punish Turkish citizens with the suspension of visa services  and tries to discipline them in this way. Nonetheless, further strengthening its democracy tradition, Turkey has the power to continue on its path with determination to restore the regional peace.

از مبارزه به حق تركیه با تروریسم حمایت می كنیم
خاك سوریه بیش از آنكه یك منطقه جغرافیایی باشد سرزمینی است كه شاهد تحولات مهمی در گذشته تاریخی ما بوده و یكی از جلوه های ارزشمندی است كه در بستر تمدن تاریخی ما به ثمر رسیده است. تركها، كردها، عربها و دیگر اقوام ساكن در این منطقه صدها سال برادرانه در كنار یكدیگر زندگی كرده اند و این یك دلی را در مبارزه مشترك با دشمنان خارجی قوت بخشیده اند. برادری سرزمینهای آناطولی و سوریه سمبل همبستگی و ارزشهای مشترك ماست.
این یك دلی همواره هدف تهاجم دشمنان قرار گرفته است. این حملات همانگونه كه در بین سالهای ١٩١٥-١٩١٨ میلادی به وقوع پیوست و در سالهای بعدی به صورت اشغال سرزمینی خود را نمایاند، هر زمان با استفاده از ابزارهای ایدئولوژیك و با تكیه بر تفاوتهای قومی و نژادی تداوم یافته است. آنچه كه امروز در جغرافیای سوریه در جریان است آنگونه كه بعضی از دانشگاهیان و به اصطلاح روشنفكران و فعالان در تلاش برای نمایاندن آن هستند مسابقه ای برای چنگ اندازی قومی نیست.
امروز در كنار مرزهای ما قدمهایی در جهت ایجاد یك نیروی شبه دولتی وابسته در حال برداشته شدن است. این نیرو كه در راستای شكل دهی مجدد منطقه خاورمیانه توسط قدرتهای استعمارگر درحال ایجاد شدن است بعنوان ابزاری برای تهدید یكپارچگی سرزمینی ما مورد استفاده قرار خواهد گرفت. این اقدامات برادری دیرینه ما و دستیابی منطقه به یك ثبات پایدار را تهدید می نماید.
این اقدامات مهندسی شده از اساس تا نتایجی كه می تواند به عمل بیاورد پوسیده و محكوم به شكست است. با وجود این روندی خطرناك است كه می تواند نتایجی از قبیل تضعیف قدرت و توان ما و بروز دشمنی ماندگار و نبردهای خونین میان مردم منطقه را به عمل آورد. نمی توان انتظار داشت كه روشنفكران، دانشگاهیان و سازمانهای مردمی تركیه در قبال این روند خطرناك بی تفاوت باشند. بر همین اساس ما با توجه به مسئولیت تاریخی خود دقت نظر افكار عمومی را چه در داخل و چه در صحنه جهانی به نكات زیر جلب می نماییم.
قبل از هر چیز تركیه كشوری در منطقه است كه از سال ١٩٤٦ میلادی تا به امروز توانسته موفقیتهای بزرگی در زمینه تقویت دموكراسی در داخل كسب كند. همینطور تنها كشوری در منطقه است كه دموكراسی چند حزبی در آن درحال اجرا شدن است. بر این اساس كشور ما از سال ١٩٥٢ تاكنون عضوی از پیمان آتلانتیك شمالی (ناتو) بوده و مدت ٦٥ سال است كه بعنوان عضوی از این پیمان در ائتلاف با دیگر كشورهای عضو است. از طرف دیگر دارای سطحی از ساختار جامعه مدنی، ساختار اقتصاد بازار آزاد و ظرفیت آموزشی است كه قابل قیاس با دیگر كشورهای منطقه نمی باشد.
در مقابل آمریكا به عنوان كشوری كه بیش از نیم قرن بعنوان متفق تركیه بوده است با گروه تروریستی حزب كارگران كردستان/ حزب اتحاد دموكراتیك/ یگانهای مدافع خلق، كه فلسفه تشكیل و ایدئولوژی آن بر اساس سوسیالیسم مائویی است، وارد همكاری برای شكل دهی منطقه شمال سوریه شده است. نمی توان پیوندی میان گروههای تروریستی ای كه به دنبال تشكیل رژیمهایی از نوع حكومت پول پوت هستند با اصول دموكراسی بر قرار نمود. واضح است كه ساختاری كه برای توسعه نفوذ خود از سلاح جهت به زانو درآوردن انسانها استفاده می كند و برای رسیدن به هدفهای خود ترور را به عنوان ابزار به كار می گیرد نمی تواند جزئی از هیچ اقدام دموكراتیك باشد.
هیچ تفاوتی میان پ. ك. ك. و حزب اتحاد دموكراتیك وجود ندارد. تنها ویژگی ای كه این دو گروه را از هم جدا می كند این است كه حزب اتحاد دموكراتیك، شاخه پ. ك. ك. در سوریه است. پ. ك. ك. كه به رهبری عبدالله اوجالان در ٢٥ نوامبر ١٩٧٨ پایه گذاری شد، با استفاده از روشهای تروریستی تاكنون بیش از ٣٠ هزار نفر از شهروندانمان را به قتل رسانده است. تنها در یكسال گذشته نزدیك به ٤٠ نفر از شهروندان در اثر حملات این گروه جان خود را از دست داده اند. حزب اتحاد دموكراتیك سازمانی است كه از داخل مرزهای سوریه اقدام به حملات تروریستی به كشور ما می نماید. این سازمان همچنین به نقل و انتقال سلاح و تروریست از مرزهای سوریه به خاك كشورمان می پردازد. كادرهای رهبری این سازمان درحال حاضر از عناصر تروریستی پ. ك. ك. تشكیل یافته است. استفاده از تصاویر عبدالله اوجالان در تمامی جلسات و برنامه های این گروه در سوریه به تنهایی برای اثبات یكی بودن پ. ك. ك. و حزب اتحاد دموكراتیك (سوریه) كافی است.
با وجود تمامی این واقعیتها ایالات متحده، همانگونه كه از زبان مقامات رسمی آن بیان شده است با ارسال ٣٠٠٠ تریلی سلاح و مهمات و نزدیك به ٢،٢ میلیارد دلار كمك نقدی به سازمان تروریستی حزب اتحاد دموكراتیك یاری رسانده است. همچنین مقامات رسمی این كشور در بیانات خود خبر از تشكیل ارتشی در منطقه با استفاده از نیروهای این سازمان داده اند. ارسال سلاح و مهمات و انجام آموزشهای نظامی به سازمانی كه عملا درحال حمله به تركیه است، تهدیدی است كه مستقیما كشور ما را مورد هدف قرار داده است. این سازمان از كمكهای نظامی ای كه دریافت كرده، همچنین از تروریستهایی كه بدین شكل آموزش دیده اند جهت حمله به نیروهای امنیتی در خاك تركیه استفاده می نماید. افكار عمومی در تركیه قادر به پذیرش این مسأله نیست.
ایالات متحده همكاری خود با حزب اتحاد دموكراتیك را بعنوان ضرورتی در موضوع مبارزه با داعش مطرح می كند. حال آنكه این كشور پیشنهاد تركیه برای مبارزه مشترك با داعش را رد كرده و با وجود آنكه قدرت داعش اكنون تا حد زیادی ضعیف گردیده آمریكا همچنان درحال ادامه دادن به تقویت همكاری خود با حزب اتحاد دموكراتیك بوده است. علاوه بر اینها این مسأله كه محدوده مسئولیت ارتشی كه بنابر ساخته شدن آن است مرزهای تركیه می باشد، وضعیتی است كه به هیچ وجه قابل قبول نمی باشد. ایالات متحده چشم خود را بر این حقیقت بسته است كه بیشترین خسارت به داعش با مبارزه مستقیم تركیه با این گروه در شمال سوریه به آن وارد آمده است. ایالات متحده حتی با تلاش برای ممانعت از عملیات سپر فرات، كه عملیاتی بر ضد نیروهای داعش بود، موجب ایجاد تردیدهای جدی در زمینه روابط با متفق خود شده است.
 پ. ك. ك./ حزب اتحاد دموكراتیك نماینده مردم كرد منطقه نیست. این سازمان در مناطق تحت حاكمیت خود اقدام به اخراج كردها و عربهایی كه حاضر به شناسایی مشروعیت آن نشده اند از مناطقی كه صدها سال در آن ساكن بوده اند نموده، با استفاده از ابزار شكنجه و دیگر ابزارهای فشار سعی در به زانو درآوردن افرادی كه به انتقاد از این سازمان پرداخته اند كرده و با به كارگیری عملیات پاكسازی قومی سعی در تقویت موقعیت خود داشته است. علاوه بر این برای مقابله با عملیاتهایی كه بر ضد این سازمان انجام می شود با توسل به زور از زنان و كودكان بعنوان سپر انسانی استفاده می نماید. ایالات متحده با حضور عملی خود در منطقه و سكوت در برابر این اقدامات به حمایت از این فعالیتها پرداخته است.
تمامی این رویدادها نشانگر این واقعیت است كه همكاری میان ایالات متحده و حزب اتحاد دموكراتیك نه در جهت مبارزه با داعش بوده و نه این سازمان نماینده مردم كرد است. این موارد نشانگر این است كه حزب اتحاد دموكراتیك تنها یك سازمان تروریستی وابسته است.
ایالات متحده با توسعه همكایهای خود با یك گروه تروریستی درحال به خطر انداختن روابط خود با متحد دیرینه اش یعنی تركیه است. این كشور همچنان در حال حمایت از فتح الله گولن رهبر كودتای ١٥ ژوئن است. در كنار این با اقدام به تعلیق اعطای ویزا به شهروندان تركیه به اصطلاح در فكر مجازات ملت این كشور بوده و با خیالات موهومی از قبیل اینكه ”آنها را به راه خواهیم آورد“ موجب واكنش افكار عمومی در تركیه شده است. با وجود همه اینها تركیه با تقویت بیشتر دموكراسی در داخل و با عزم خود در جهت برقراری صلح و آرامش در منطقه به راه خود ادامه خواهد داد.

МЫ ПОДДЕРЖИВАЕМ ПРАВУЮ БОРЬБУ ТУРЦИИ ПРОТИВ ТЕРРОРИЗМА
Территория Сирии не только географическое понятие, она является свидетелем важных исторических событий и обладает значительной ценностью, будучи родиной для многих великих исторических лиц. В течении многих веков здесь братски сосуществовали тюрки, курды, арабы и другие народы и укрепляли свое единство, дружно вставая стеной на защиту этого братства. Земля Анатолии и Сирии – это символ братсва, толерантности и других наших общих ценностей.
Наше братство на протяжении всей истории становилось мишенью для происков врагов. Иногда это проявлялось в виде открытого завоевания, как в 1915-1918 гг., но чаще всего враг пользовался такими методами, как  идеологическое, этническо-рассовое разделение. Однако это не гонка по захвату определенной этнической группы, как утверждают некотрые ученые – так называемые интеллектуалы и активисты.
В настоящий момент за пределами наших границ делаются шаги по созданию  некой коллаборационистской государственной структуры, служащей новой перестройке империалистических сил на Среднем Востоке и порождающей серьезную опасность для целостности нашей страны. Эти шаги угрожают прежде всего нашей дружбе и братству, создавая помехи для стабилизации ситуации в регионе.
Такое искусственное вмешательство насквозь прогнило до основания и обречено на провал, однако представляет собой очень опасный процесс, способный породить недоверие между странами региона и довести до вооруженных столкновений, тем самым лишая нас сил и энергии. Нельзя ожидать, что в такой ситуации интеллигенция, ученые и гражданские организации Турции останутся безучастными. Наша историческая ответственность требует от нас обратить внимание всей национальной и международной общественности на следующие моменты:
Турция одна из первых стран региона, которая с 1946 года сумела достичь серьезных успехов в развитии демократии и единственная страна региона, где имеется многопартийная демократия. На основании этого наше государство, вступив  1952 г. в НАТО, на протяжении 65 лет имеет самые тесные отношения со странами-участницами альянса. Турция так же  обладает свободной рыночной экономикой и потенциалом гражданского общества в такой мере, в какой ее нельзя сравнивать с другими странами региона.
Не смотря на это, США, более полувека являющиеся нашим союзником в стенах альянса, продолжает прилагать усилия по переделке севера Сирии совместно с террористическими организациями Рабочей партией Курдистана, Демократическим союзом, Объединениями по защите народа, исповедующими философию и идеологию маоистического социализма. Но демократические принципы не совместимы с террористическими группами, поклоняющимися режиму Пол Пота. Без всяких объяснений понятно, что формация, использующая террор как инструмент для достижения цели, не может быть частью какой-либо демократической инициативы.
Нет никакой разницы между РПК и Демократическим союзом. Демократический союз является сирийским крылом, во всем остальном между ними нет никакой разницы. РПК, созданная 25 ноября 1978 г. под руководством Абдуллаха Ожалана, посредством своих экстремистских методов уничтожила более 30 тыс. наших сограждан. За последний год в результате нападений этой организации погибло около 40 гражданских. Демократический союз – это теоррористическая группа, руководящая нападениями на нашу страны с территории Сирии, а также занимающаяся отправкой сепаратистов и поставками оружия. Командный состав организации сформирован теоррористами РПК. На всех мероприятиях, организованных этой партией в Сирии, присутствовали постеры Абдуллаха Ожалана, что само по себе является достаточным доказательством прямой связи между РПК и Демократическим союзом.
Не смотря на эти факты, США, по словам своих же полномочных представителей, поставили террористической организации Демократический союз 3000 грузовиков с оружием и в качестве материальной помощи предоставили 2,2 миллиарда долларов. По словам тех же полномочных представителей, США собирается создать в регионе армию, костяк которой будет образован из членов Демократического союза. Де-факто такая помощь оружием и обучением военных специалистов, оказываемая организации, действующей против Турции – это прямая угроза нашему государству. Полученная военная помощь используется против сил безопасности Турции, причем действуют хорошо обученные специалисты. Естественно, такая ситуация не может быть положительно воспринята турецкой общественостью.
Свое сотрудничество с Демократическим союзом американцы объясняют необходимостью борьбы против ИГИЛа. Однако США отказались от предложения Турции провести совместную операцию против ИГИЛА и даже после того, как силы ИГИЛа серьезно ослабли, продолжали наращивать военное сотрудничество с Демократическим союзом. Более того, неприемлимо и то, что местом действий создаваемой армии стали границы Турции. США, напрямую воюя с ИГИЛом на север Сирии, упорно не замечали, что из-за действий боевиков самые серьезные потери несет Турция, более того, они всячески мешали проведению операции «Щит Ефрата», что ставит под сомнение их дружественные намерения, как члена НАТО.
РПК и Демократический союз не являются представителями курдов, проживающих в регионе. Они подвергли преследованиям и изгнали несогласных курдов и арабов, сотни лет проживающих на контролируемой ими территории, посредством пыток, давления и других жестоких методов запугивали тех, кто их критиковал, продолжая наращивать свои силы посредством этнического разобщения местного населения. Более того, во время своих военных вылазок эти организации использовали женщин и детей в качестве живого щита. Своим присутствием де-факто в данном регионе, США молча подерживали эти операции.
Все эти события показывают, что целью сотрудничества США и Демкратического союяза является не ИГИЛ, что Демкратический союз не представляет курдов и по сути является коллаборационистской террористической организацией.  
США, поддерживая и развивая отношения с террористической организацией, наносит серьезный удар по историческим отношениям, сложившимся у них с Турцией в НАТО. США продолжают защищать Фетуллаха Гюлена, обвиненного в попытке государственного переворота 15 июля. Они наказывают турецкую нацию тем, что отменили выдачу виз в свою страну, то есть действуют в неправильном направлении и в ответ получают возмущение турецкой общественности. Не смотря на все это, Турция будет продолжать путь усиления демократии и создания стабильного мира в регионе.

Sen de Teröre Dur De Sen de Paylaş http://www.terorlemucadele.org

Paylaş
HABERLER