OTİZM SPEKTRUM BOZUKLUĞU (OSB) İlk başta otizm kavramı benimsenmiş ve kelime anlamı olarak bir kişinin kendi içine kapanmasını ifade eden (Kanner, 1943), bireyin sosyal duygusal gelişimi ve sözel ve sözel olmayan iletişim becerilerini önemli ölçüde etkileyen ve ilk belirtilerin 3 yaşından önce görüldüğü gelişimsel bir bozukluk olarak tanımlanmıştır. İlk kez tanımlandığı 1943 yılından bu yana farklı alanlar tarafından çok sayıda araştırma yapılmış ve elde edilen verilere bağlı olarak Otizm Spektrum Bozukluğu ifadesi benimsenmiştir.
OTİZM SPEKTRUM BOZUKLUĞU (OSB), bireyin sosyal etkileşim, iletişim ve davranışlarını geniş bir yelpazede etkileyen, hayat boyu süren nöro-gelişimsel bir bozukluk olarak tanımlanmaktadır.
Araştırmalar erken tanı ve eğitimin OSB olan bireylerin yaşamlarında olumlu yönde önemli değişiklikler sağladığını göstermektedir. Bu nedenle erken tanı ve gerekli müdahalelerin yapılması oldukça önemlidir. Elbette erken tanı sürecinde; aile bireylerinin, eğitimcilerin, sağlık personelinin gözlemleri önemlidir. OSB hakkında yapılan araştırmalar sonucu bazı belirtilerin elde edildiği bilinmektedir. Bunlar;
0-3 yaş belirtileri
Gülümsemenin görülememesi
Dil gelişiminde problemler (agulamanın görülmemesi-sözcüklerin kurulamaması, gibi)
Bir şeyi göstermek/işaret etmek amacı ile işaret parmağını kullanmaması
Jestleri kullanmama (Bay-bay yapma, öpücük atma gibi)
Yürümeye başlama ile parmak ucunda koşturmaya başlama
3-6 yaş belirtileri
Dokunulmaya tepki gösterme
Kendisine seslenildiğinde dönüp bakmama
Jest ve mimik kullanmama
Ekolali
İletişim için dili kullanmama
Parmak ucunda koşturma
Tekrarlayan hareketler
Rutinlere aşırı bağlılık
Beslenmede seçicilik
Oyun kuramama
Oyuncaklarla sıra dışı oynama
Öfke nöbetleri gösterme
Parmaklarını/ kollarını ard arda hareket ettirme
Ses, ışıktan rahatsız olma
7 yaş ve sonrası belirtiler
Sosyal oyunlara katılamama
Prososyal davranışları gösterememe
Etkinlik geçişlerinde zorlanma
Didaktik bir tavır içinde olma
DSM-V’E GÖRE OTİZM SPEKTRUM BOZUKLUĞU TANI ÖLÇÜTLERİ
A. Şimdi veya geçmişte farklı şekillerde görülen toplumsal iletişim ve toplumsal etkileşimde sürekli yetersizliğin olması.
1) Sosyal -duygusal karşılık vermede yetersizlik (örn. sıradışı toplumsal yakınlaşma, karşılıklı konuşmada güçlük; ilgilerini, duygularını veya duygulanımını paylaşmada yetersizlik, sosyal etkileşime cevap vermeme gibi yetersizlikler.)
2) Sosyal etkileşim için kullanılan sözel olmayan iletişimsel davranışlarda yetersizlik (örn. sözel ve sözel olmayan iletişimde yetersizlikler, sıra dışı göz kontağı, beden dili veya jestleri anlamakta ve kullanmakta yetersizlik; yüz ifadesi ve beden dilinde bariz eksikler.)
3) İlişkileri geliştirmekte, devam ettirmekte ve anlamakta güçlük, Örneğin farklı toplumsal ortamlara uygun davranamamak, hayali oyunda yetersizlik, arkadaş̧ edinememe ve arkadaşa ilgi duymama gibi.
Şu anki şiddeti: Şiddet sosyal iletişimsel alanda yetersizlikler ve kısıtlı, tekrarlayıcı davranışlara göre belirlenir.
B. Aşağıdakilerden en az ikisinin varlığı ile kendini gösteren, şu an veya geçmişte sınırlı, tekrarlayıcı davranışlar, ilgiler ya da etkinlikler.
1) Basmakalıp veya tekrarlayıcı motor hareketler, nesne kullanımı veya konuşma (Basit motor stereotipiler, oyuncakları dizme veya çevirme, ekolali, kendine özgü cümleler)
2) Aynılıkta ısrarcılık, rutinlere sıkı sıkıya bağlı olma veya ritüelleşmiş sözel ve sözel olmayan davranışlar, (önemsiz değişikliklerde aşırı kaygı, geçişlerde zorlanma, katı düşünce tarzı, selamlaşma ritüelleri, her gün aynı yolu veya aynı yemeği tercih etme gibi.)
3) Konu veya yoğunluk açısından sıradışı sınırlı, sabit ilgiler (sıradışı nesnelere anormal aşırı bağlılık, aşırı tekrarlayıcı veya sınırlı ilgiler.)
4) Duyusal olarak aşırı ya da az duyarlılık veya uyaranların duyusal boyutuna aşırı ilgi (acıya/sıcağa aşırı duyarsızlık, belirli ses veya dokunuşlara karşı beklenmeyen tepki, nesneleri aşırı koklama veya onlara aşırı dokunma, ışık veya hareketle görsel olarak çok meşgul olma.)
Şu anki şiddeti: Şiddet sosyal iletişimsel alandaki yetersizlikler ve kısıtlı, tekrarlayıcı davranışlara göre belirlenir.
C. Belirtiler erken gelişim dönemlerinde başlamış olmalı (toplumsal beklenti sınırlarını aşıncaya dek fark edilmemiş̧ veya daha sonra öğrendiği yollarla gölgelenmiş̧ olabilir.)
D. Belirtiler toplumsal, işle ilgili alanlarda yada başka önemli işlevsellik alanlarında klinik olarak anlamlı düzeyde belirgin bozukluğa yol açmalıdır.
E. Bu bozukluklular anlıksal yeti yitimi (anlıksal gelişimsel bozukluk) yada genel gelişimsel gecikme ile daha iyi açıklanamaz. Anlıksal yeti yitimi ve otizm açılımı kapsamında bozukluk ve anlıksal yeti yitimi eş tanı tanısı koymak için toplumsal iletişim, genel gelişim düzeyine göre beklenenin altında olmalıdır.
OSB’DE TEK ÇÖZÜM EĞİTİM