Konya’da koronavirüse yakalanan ve yoğun bakımda tedavi gördükten sonra taburcu olan üniversite öğrencisi, Üniversitemiz Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Gavgalı’nın oğlu 20 yaşındaki Muhammet Berk Gavgalı, "Ben de diğer gençler gibi koronavirüsün bana bulaşacağını düşünmüyordum. Bulaşsa da çok kolay atlatacağımı sanıyordum. Ancak virüs bulaştıktan sonra ilerleyen zamanlarda durumum gittikçe kötüye gitmeye başladı. Nefes alamamak çok kötüydü." dedi.
Üniversitemiz Tıp Fakültesinde yapılan koronavirüs testleri pozitif çıkan Muhammet Berk Gavgalı, 2 Eylül'de evde karantinaya alındı. 6 gün boyunca evde öksürük ve nefes darlığı çeken Gavgalı, durumunun kötüleşmesi nedeniyle Konya Numune Hastanesi yoğun bakım servisinde tedaviye alındı. 4 gün yoğun bakımda, 5 gün de serviste tedavisi yapılan Muhammet Berk Gavgalı, taburcu edildi.
'Gençlere Koronavirüs Bulaşmaz Diye Düşünüyordum'
Hastalığı atlatmadan önce kendinde, gençlere koronavirüsün bulaşmayacağı, bulaşsa da kolaylıkla atlatılabileceği düşüncesinin olduğunu belirten Gavgalı şunları söyledi:
''Testim pozitif çıktığında şoke oldum. Öncesinde ben de diğer gençler gibi, koronavirüsün bana bulaşacağını düşünmüyordum. Bulaşsa da çok kolay atlatacağımı düşünüyordum. Ancak virüs bulaştıktan sonra ilerleyen zamanlarda durumum gittikçe kötüleşmeye başladı. Nefes alamamaya başladım, yataktan dahi çıkamıyordum. Hastaneye gittiğimde hemen yoğun bakıma aldılar beni, 4 gün orada geçirdim. Yoğun bakım kısmı çok zorluydu. Özellikle psikolojik olarak çok zorladı. Çünkü etrafımda hep entübe hastalar var. Bunlar da insanın psikolojisini bozuyor. Doktorlar günde 8 kez ilaç veriyorlardı. Atlattım ama şu an psikolojim de düzelmiş değil. Beni en çok yoran kısmı psikolojik oldu. Akciğerlerim hala tam iyileşmiş değil. Yoğun bakımda günler çok zor geçiyor. Yapacak hiçbir şey yok. Sadece yatıyorsun. Yemek veriyorlar, ilaç veriyorlar. Yoğun bakıma gelen doktorlarla bile konuşamıyorsun. Benim için o 4 gün çok zorlu oldu. Çok yalnız hissediyordum kendimi. İyileşemeyeceğimi düşünüyordum, hep böyle gideceğini düşünüyordum."
'Nefes Alamamak Çok Kötüydü'
Hastanede geçirdiği süre boyunca yaşadıklarını anlatan Gavgalı, "Ben de çoğu genç gibi düşünüyordum. Ama öyle düşünmemeleri gerekiyor kesinlikle. Bu hastalık herkese bulaşabilir. Ben önceden sigara da kullanıyordum, günde 1 pakete yakın içiyordum. Sigara içenler daha çok dikkat etmeli. Sadece yaşlıların değil, gençlerin de dikkat etmesi gerekir. İlk başta kendimi bu hastane sürecine hazırladığımı düşünüyordum. Ama gittiğimde durum öyle değildi. Kendimi çok kötü hissettim. Durumumun ciddiye gittiğini düşündüm. Zaten doktorların sadece gözlerini görebiliyorsunuz. Yeşil veya beyaz kıyafetler içinde oluyorlar. Onlarla da konuşamıyorsun. Bu insanı iyice kötüleştiriyor. Yataktan çıkamıyorsun, ayağa kalkamıyorsun sadece yemek yiyebiliyorsun. Öksürdüğümde nefesim kesiliyordu. Konuşmaya çalışıyordum öksürüyordum. Öksürünce nefesim kesiliyordu. Yemek çok zor yiyordum. Bazı günler yemek yiyemediğim bile oluyordu. Çünkü yutkunurken öksürüyordum. Öksürünce de yine nefes alamıyordum. Nefes alamamak çok kötüydü. Hastaneye gittiğim ilk günlerde akciğerimin yüzde 75’i kapanmış zaten." diye konuştu.
'Koronavirüs Sağlıklı İnsanlara da Çok Ciddi Zarar Verebiliyor'
Daha önce hiç kronik rahatsızlığının olmadığını belirten Gavgalı, ''Sadece diğer insanlardan farklı olarak sigara içiyordum. Başka bir hastalığa yakalansam hemen atlatırdım. Grip bile çok zor olurdum. Ama koronavirüs beni çok kötü etkiledi. Yoğun bakıma kadar giden ciddi bir süreçten geçtim. Şunu da görmüş olduk ki, virüs sağlıklı insanlara da çok ciddi zararlar verebiliyor." şeklinde konuştu.