Türkiye Bilimler Akademisinin (TÜBA), bilim temelli rehberlik ve danışmanlık işlevi çerçevesinde; TÜBA Kanser Çalışma Grubu ile Gıda ve Beslenme Çalışma Grubu’nun ortaklaşa düzenlediği “Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Ürünlerinin Ruhsatlandırılması Sempozyumu” gerçekleştirildi.
Rektörümüz Prof. Dr. Muzaffer Şeker'in katıldığı sempozyumda; Sağlık Bakanlığı, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Yükseköğretim Kurulu (YÖK), eczacılık ve üretimle ilgili dernek ve toplulukların yetkilileri, devlet ve vakıf üniversitelerinin öğretim üyelerinden oluşan 200’ü bulan katılımcı yer aldı.
Sempozyum’un açılışı Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Ersan Aslan, TÜBA Başkanı Prof. Dr. Ahmet Cevat Acar, TÜBA Kanser Çalışma Grubu Yürütücüsü ve Konsey Üyesi Prof. Dr. Taner Demirer, TÜBA Gıda ve Beslenme Çalışma Grubu Yürütücüsü ve Asli Üyesi Prof. Dr. Kazım Şahin, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Dr. Nihat Pakdil tarafından yapıldı.
“Sempozyum’da; Geleneksel ve Tamamlayıcı İlaç ya da Ürünler ile İlgili Ülkemizde ve Dünyada Mevcut Uygulamalar ve Ruhsatlandırma Mevzuatı”ndan “Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamalarının Günümüzde Kullanımı ve Sonuçları”na “Türkiye’de Tıbbi Amaçlarla Kullanılan Bitkisel Ürünlerin Mevcut Durumu”ndan Basın ve Medyanın Rolü” oturumlarında pek çok konu başlığı masaya yatırıldı ve ayrıca “Geleneksel ya da Tamamlayıcı İlaç ya da Ürünlerin Ruhsatlandırılması: Tarım Bakanlığı mı, Sağlık Bakanlığı mı?” sorusunun cevabı arandı.
“Hangi Ürünün Gıda Takviyesi Hangi Ürünün İlaç Olduğunu Ayırmak Gerekiyor”
TÜBA Başkanı Prof. Dr. Ahmet Cevat Acar, sempozyumun değerlendirilmesine dair yaptığı açıklamada başta kanser, obezite gibi pek çok hastalıkla giderek çok daha sık karşılaşıldığını bunların tedavisinde modern tıbbi yöntem ve ilaçların yanı sıra geleneksel ve tamamlayıcı tıbbi ürünlerin büyük ilgiyle karşılandığını ve birçok noktada ciddi tartışmalara açık bir konuların olduğunu söyledi. Acar: “Şunu söylemeliyim ki; özellikle burada geleneksel ve tamamlayıcı tıp ürünlerinin yanı sıra gıda takviyelerinin ya da ilaveten gıda takviyelerinin ve ilaçların iyi tanımlanmasının önemi ortaya çıktı.” dedi.
“Modern Tıbbın Alternatifi Olmaz”
TÜBA Kanser Çalışma Grubu Yürütücüsü ve TÜBA Asli Üyesi Prof. Dr. Taner Demirer, bu tür ürünlerin çoğunun kanserle ilişkilendirilerek piyasa sürüldüğünü; dünyada kansere yapılan yıllık harcamanın 1 trilyon lira, Türkiye’de bu rakamın 3 milyon dolar olduğunu söyledi. Prof. Dr. Demirer Türkiye için bu rakamın 2030’da 9 milyar dolara çıkacağını dile getirdi. Demirer: “Alternatif ürünler, aslında alternatif değil tamamlayıcı ürünlerdir. Modern tıbbın alternatifi olmaz. Genelde modern tıbba ilaveten alternatif denilen ürünlerin Sağlık Bakanlığı tarafından ruhsatlandırılarak etkin bir şekilde denetlenmesi ve en önemlisi eczanelerde satılması gerekiyor.” dedi.
“Tıp Fakülteleri İçerisinde Beslenme Bilim Dalı Kurulmalı”
TÜBA Gıda ve Beslenme Çalışma Grubu Yürütücüsü ve TÜBA Asli Üyesi Prof. Dr. Kazım Şahin: “Gıda supplementleri söz konusu olduğunda Tarım Bakanlığı, söz konusu ilaç olduğunda ise Sağlık Bakanlığı ruhsatlandırma yapıyor. Bu ürünlerin kontrolsüz, rastgele kullanılması çok zarar verici olabilir. İhtiyacımız olmadığında nasıl ilaç almıyorsak, ihtiyacımıza uygunluğun dışında bu ürünleri kullanmak çok yanlış.”dedi. Prof. Şahin, dünyanın her yerinde olduğu gibi Türkiye’de de tıp fakülteleri içerisinde Beslenme Bilim Dalının kurulmasının çok önemli olduğunu vurgulayarak konuşmasını sonlandırdı.
Toplumun Doğru Bilgilendirilmeye İhtiyacı Var
Rektörümüz Prof. Dr. Muzaffer Şeker ise ülkemizin doğal bitkiler açısından zengin ve bu konuda tarihi bir birikime sahip olduğunu belirtti. Halkın bu deneyimlerden yıllardır yararlandığını hatırlatan Şeker, tıp, diş, sağlık bilimleri ve eczacılık fakülteleri gibi sağlık alanında eğitim veren tüm akademik birimlerin eğitim müfredatında sağlıklı bilgi verecek ders içeriği belirlenip yer almasının sağlanması gerektiğini vurguladı. Şeker: “Toplumun doğru bilgilendirilmeye ve şarlatanlardan korunmaya ihtiyacı var.” dedi.
Yurt dışından getirilen, kalitesiz ve halkın sağlığını riske atan ürünlerin satışının önüne geçilmesinin gerektiğini dile getiren Şeker, bir taraftan da bu ithalatlar nedeniyle yurt dışına gereksiz kaynak aktarımı yapıldığına dikkat çekerek bu durumun da önlenmesinin şart olduğunu sözlerine ekledi.