TÜBA 52. Genel Kurulu ve Akademi Ödülü Konferansı, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Dr. Faruk Özlü’nün katılımıyla gerçekleşti.
Rektörümüz ve aynı zamanda TÜBA üyesi Prof. Dr. Muzaffer Şeker’in de katıldığı konferansta konuşan Bakan Dr. Özlü, TÜBA Genel Kurul Toplantısı’nda bilim dünyasının üyeleriyle bir arada bulunmaktan duyduğu memnuniyeti ifade etti. Özlü: “Türkiye Bilimler Akademisi, ülkemiz için çok önemli ve değerli bir misyonu temsil ediyor. Bilimin bütün alanlarında, ülkemizi “dünya bilim topluluğunun etkin bir ortağı yapmak” gibi, çok önemli bir görevi bulunuyor. 12 Aralık günü Sayın Cumhurbaşkanı’mızın himayelerinde gerçekleştirilen, TÜBA Ödülleri Töreni, devletimizin bilime ve bilim insanına duyduğu saygıyı göstermesi bakımından çok anlamlı olmuştur. Bu vesileyle, TÜBA Ödülleri’ne layık görülen bilim insanlarımızı, bir kez daha tebrik ediyorum. Bilim insanlarımızı teşvik eden, onlara moral veren, çalışmalarına katkı sunan TÜBA’yı ayrıca kutluyorum.” dedi.
“Ülkemizin bilimsel bilgi üretme yeteneğini, ekonomik ve toplumsal faydaya dönüştürmeliyiz.”
Bakan Özlü bilimin, itibar gördüğü sürece büyüdüğünü ve geliştiğini vurgulayarak şöyle devam etti: “Bizim topraklarımızda ve kültürümüzde, bilim ve bilim insanı her zaman takdir ve itibar görmüş, el üstünde tutulmuştur. Bilim, itibar ve takdir görmediği toprakları terk eder. Allah’a şükürler olsun ki; yüzyıllar boyunca hükmettiğimiz coğrafyalarda, kök saldığımız topraklarda bilim her zaman baş tacı edilmiştir. Gelişmeyi, kalkınmayı, ileri sanayi ülkesi olmayı hedeflerken, sırtımızı bilime dayıyoruz. Bilimden güç alıyoruz, bilimle motive oluyoruz. Bütün sanayi politikalarımızın merkezine bilimi ve teknolojiyi koyuyoruz. Günümüzde bilim ve teknolojide yetenek kazanmak; artık sadece bir devlet politikası değildir. Bilim, sanayi ve teknoloji; ancak toplumsal bir projeyle, toplumsal bir mutabakatla ve toplumsal bir farkındalıkla anlam ve değer kazanır. Bunun anlamı şudur: Ülkemizin bilimsel bilgi üretme yeteneğini, ekonomik ve toplumsal faydaya dönüştürmeliyiz. Türkiye’nin bir bilim ve teknoloji atılımına, bir Sanayi Devrimine ihtiyacı var. Bu hedefe ancak kolektif bir ruh ve inançla yürüyebiliriz. Bu vesileyle önemli gördüğüm bir konunun altını özenle çizmek isterim: TÜBA Üyelerine, sosyal bilimcilerimize, üniversitelerimizin sosyoloji kürsülerine, psikologlarımıza, mühendislerimize ve felsefecilerimize, bir çağrıda bulunmak istiyorum. Bugün bütün dünyada yaygın bir kavram olarak tartışılan ve gündemde olan 4. Sanayi Devriminin sosyal alanda yaratacağı etkinin, değişimin ve dönüşümün incelenmesi gerekiyor. Her sanayi dönüşümü doğal olarak toplumsal yapıyı, iş kollarını, yeni ortaya çıkan meslekleri, sosyal dokuyu ve hatta aileleri de etkileyecek, değiştirecek ve dönüştürecektir. Buna ilişkin de hazırlıklı olmamız, toplumsal dönüşümü mümkün olduğunca yumuşak bir biçimde atlatmamız gerekiyor. Türkiye’nin artık, Endüstri 4.0 yerine kendisine uygun bir terminoloji geliştirmesi gerekiyor. Hazır terim ve kavramları alıp topluma entegre etmeye çalışıyoruz ve çoğu zaman başarılı olamıyoruz. Bu çerçevede sizlerin düzenleyeceği konferansları, panelleri ve zirveleri; hükümetimiz ve bakanlığımız, mutlaka destekleyecektir. Bu vesileyle, siz saygıdeğer TÜBA Üyelerini; Sanayi 4.0 ve Toplum 5.0 araştırmalarına öncülük etmeye, bu konudaki bilimsel çalışmaları desteklemeye davet ediyorum”.
TÜBA Kanunu’na da değinen Özlü, Kanun taslağını TÜBA ile birlikte çalıştığımız takdirde beraber çıkaracağımıza inanıyorum. TÜBA’nın üç konuda Bakanlığımıza ve hükümetimize vereceği katkıya ihtiyacımız var. Bunlardan ilki STEM konusu; yani bilim, teknoloji mühendislik ve matematik eğitimi. TÜBA üyelerinden ricamız Akademi içerisinde konu hakkında bir çalışma grubu oluşturulması ve bizlere bir rapor sunulması. Bu konuda Bakanlık olarak sağlam bir rapora ihtiyacımız var. “STEM nedir? Türkiye bunun neresindedir? Biz ne yapmalıyız?” sorularına açıklık getirmeliyiz. İkinci konu olan 4. Sanayi Devriminin, toplumsal dönüşüme etkisini, sosyolojik yansımalarının değerlendirilmesine ihtiyacımız var, bu anlamda bir çalışma grubu oluşturulması uygun olabilir. Üçüncü konu başlığı ise; Dünyadaki bilim akademilerinin rolleri, görev tanımları, işleyişi ve çalışmaları konusunda bir çalışma. Bu başlıklar altında gerçekleştirilecek çalışmalarınızın raporlarını Bakanlar Kurulu’na sunulabiliriz. Akabinde TÜBA kanunun kolayca geçebileceği kanaatindeyim.” şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Ahmet Cevat Acar ise Akademi’nin faaliyetleri, program ve projeleri hakkında bilgi verdiği konuşmasında Akademi, GEBİP ve TESEP Ödülleri’nin detaylarından da bahsetti. Prof. Acar, ödüllerin değerlendirme aşamasında her zaman gösterilen titizliğin bundan sonra da devam edeceğini söyledi. Akademi’nin yürüttüğü Türk-İslam Bilim Kültür Mirası Projesi kapsamında önümüzdeki günlerde 12 eserin daha yayımlanacağı bilgisini veren Prof. Acar, “22 alandan 37.000’den fazla terim içeren Mühendislik Terimleri Sözlüğü de yakında yayımlanacak. Andreas Tietze’nin “Etimolojik Türkiye Türkçesi Lugati’nin ilk dört cildini yayımladık.” dedi.
Türkiye’nin gelişmesi için ve ayrıca iddialarını hayata geçirebilmesi için yenilikçiliği başarmaktan başka çaresi olmadığını söyleyen Prof. Dr. Ahmet Cevat Acar: “Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de bilim akademisi önemli bir kurumdur, bu kurumun gelişmesi için hepimize görev ve sorumluluklar düşüyor. Yönetim olarak biz de elimizden geldiğince siz değerli üyelerimizin şahsında Türk bilim hayatına ve bilimsel ve etik ilkelere uygun şekilde Türkiye’mizin ulusal amaç ve çıkarlarına üyelerimizin katkısıyla hizmet etmeye çalışıyoruz.” diyerek konuşmasını sonlandırdı.
Genel Kurul basına kapalı olarak devam etti.