Üniversitemizde son dönemde sıklıkla gündeme gelen ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından da dile getirilen Mısır ve Türkiye ilişkilerindeki yumuşama masaya yatırıldı.
Üniversitemiz Küresel ve Bölgesel Çalışmalar Merkezinin (TIGA) Stratejik Düşünce Grubu Derneği ile ortaklaşa düzenlediği “Mısır-Türkiye Yakınlaşması: Fırsatlar ve Tehditler” çalıştayında açılış konuşmasını yapan Rektörümüz Prof. Dr. Cem Zorlu, üniversitelerin en önemli görevlerinden olan bilimsel üretim görevinin sadece labaratuvarlar ve deneyler ile sınırlı olmadığını, özellikle beşerî bilimler alanında üniversitelerin ilgili araştırmacılar için bilimsel üretimi mümkün kılan münasip ortamları hazırlamak ile de mükellef olduğunu ifade etti.
Gerçekleştirilen çalıştayın konuyla ilgilenenleri bir araya getirmesi, düşünce ve bilgi hareketliliğini temin etmesi bakımından önemine vurgu yapan Rektör Zorlu, böylesine etkinliklere Necmettin Erbakan Üniversitesi olarak üniversitenin kuruluşundan itibaren önem verdiklerini ve desteklediklerini söyledi.
“Mısır ve Türkiye Ortak Muvafakati Olmadan Orta Doğu’da Güvenlik ve İstikrar Sağlanamaz”
Rektör Zorlu, Mısır ve Anadolu coğrafyalarının birbirleri ile karşı karşıya gelmelerinin tarih boyunca iki tarafın da zayıflamasıyla sonuçlandığını belirterek, Orta Doğu coğrafyası genelinde Mısır ve Türkiye’nin ortak muvafakati olmaksızın güvenlik ve istikrarın tesisinin de mümkün olmadığının altını çizdi.
Tarihin bir ibret kaynağı olması gerektiğinden bahseden Prof. Dr. Zorlu, konuşmasını katılımcıları ağırlamaktan memnuniyet duyduğunu ifade ederek sonlandırdı.
Açılış konuşmasında söz alan Mohamed Salem Al-Rashed ise, iki ülke ilişkilerinin oldukça eskiye gittiğinden bahsederek Ortadoğu coğrafyasında iki ülke arasındaki ilişkilerin arz ettiği büyük önem hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Açılış konuşmalarının ardından çalıştayın ilk oturumuna geçildi.
“Bölge Politikalarını Okurken Hangi Kimlik Söylemi Üzerinden İnşa Edildiğine Bakmalıyız”
Çalıştayın ilk oturumunda konuşan Üniversitemiz Küresel ve Bölgesel Çalışmalar Merkezi Müdürü Doç. Dr. Gökhan Bozbaş, doğrudan bir Türkiye ve Mısır politikasından söz edilemeyeceğini kaydederek, “Gerek Mısır özelinde, gerek Türkiye özelinde bölge politikaları okunurken ‘hangi kimlik söylemi üzerinden bunlar inşa ediliyor?’ mutlaka bunun anlaşılması ve algılanması lazım. Aksi takdirde bölge içerisindeki her söylem, farklı gruplarda farklı şekillerde algılanabilir. Bundan dolayı biz aslında yakınlaşmayı konuşurken farkında olmadan birbirimizden uzaklaşıyor konumuna gelebiliriz. Buna çok dikkat etmek zorundayız.” dedi.
İlk oturumun diğer konuşmacısı Prof. Dr. Hamdy Shaheen ise, iki ülke ilişkilerinin tarihini özetlediği bir giriş yaptıktan sonra Mısır ve Türkiye’nin İstanbul ve Çanakkale boğazları ile Süveyş Kanalı gibi dünyanın en önemli su yollarını tutmakta olduklarından bahsetti.
Shaheen, Mısır ve Türkiye’nin teşkil ettiği jeostratejik önemin ticari yanına dikkat çekti.
Üniversitemiz Fuat Sezgin Konferans Salonunda gerçekleştirilen etkinlikte 4’ü Türk 4’ü Mısırlı konuşmacının yanında salonda ve online olarak pek çok katılımcı da hazır bulundu. Çalıştayda, Mısırlı ve Türk konuşmacıların katkılarıyla iki ülke arasındaki ilişkilerde iki tarafın da perspektifinin yansıtılması sağlandı.