Üniversitemizde Sağlıklı Yaşam ve Çalışma Hayatında Kadın Konuşuldu

09.03.2018

Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi Erol Güngör Konferans Salonu’nda 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla Tıp Fakültesi ve Aile ve Gençlik Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından "Sağlıklı Yaşam ve Çalışma Hayatında Kadın" konulu panel gerçekleştirildi.

Programın açılış konuşmasını gerçekleştiren Aile ve Gençlik Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Süleyman Barbaros Yalçın kadının toplumsal hayattaki yerinin farklı açılardan değerlendirileceği önemli bir panel düzenlendiğini belirterek katılan ve emeği geçen herkese teşekkür etti.

Daha sonra kürsüye gelen Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Tahir Yüksek öğrencilik yıllarından bir hocasının derste anlattığı konuyu dinleyicilere aktararak kadın – erkek eşitliği konusuna değindi. Yüksek konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bir hocam derste şöyle demişti: Kadın ayrı, erkek ayrı; eşitlik nereden çıkıyor. Kadının kendine göre üstünlükleri var, erkeğin kendine göre üstünlükleri var. Fizyonomi olarak, yaratılış olarak eşit diye bir şey söz konusu değil. Kadın bağımsız bir varlıktır, erkek de bağımsız bir varlıktır. ”

Panelde ilk sunumu Aile Hekimliği Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ruhuşen Kutlu yaptı. Kutlu 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nün Birleşmiş Miletler tarafından 1977 yılında kabul edildiğini anımsattı. Dünya nüfusunun yarısını kadınların oluşturduğunu aktaran Kutlu, şöyle konuştu: "Ancak çalışan nüfusun üçte birini kadınlar oluşturuyor. Kadınların erkeklere göre eğitim düzeyi de hala çok geride. Türkiye'de 2013 yılında kadınların iş gücüne katılma oranı yüzde 30,8'dir. Kadın istihdamı ise yüzde 21,1 şeklindedir. Tarım sektöründe kadınların oranı yüzde 37, hizmet sektöründe yüzde 48 ve hazır giyim, tekstilde ise yüzde 15'i kadınlar oluşturuyor."

Dr. Sare Davutoğlu ise Dünyada özellikle Amerika’da obezite çok yaygın olduğunu anlattı. Davutoğlu: “Her seyahatimizde ben Amerika’da şişmanlığın azaldığını, Türkiye’de de arttığını gözlemliyorum. Özellikle çocuk obezitesinde Amerika’yı geçtiğimiz fark ediyorum. İnşallah el birliği ile hep beraber sadece kadınlar, anneler, hekimler olarak değil tüm toplum bu konuda büyük bir çaba göstermeli. Spor bu anlamda hem kas iskelet sisteminin sağlığını sağladığı gibi dolaşımı artırarak atık ve zararlı maddelerin vücuttan uzaklaştırılmasını kolaylaştırmaktadır.” dedi.

"Kadının çalışma hayatında yeri var mı?", "İslam'a göre kadın çalışmalı mıdır?" ve "Çalışan kadının parası helal midir?" gibi soruların cevabının verildiğini aktaran Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Huriye Martı, şöyle konuştu: "Kadın, çalışma hayatının içinde var. Bundan sonra da hep var olacak. Bize düşen Müslüman kadının Müslümanca kalarak çalışma hayatının içinde nasıl var olabileceğinin imkânlarını oluşturmaktır. Bize düşen kız çocuklarımızı en güzel şekilde koruyup kollayacağımız şartlarda okumasını sağlamaktır. Çalışma hayatında var olmamız ailelerimizi ihmal ettiğimiz anlamına gelmiyor."

Martı, yıllarca kadınların tarlalarda çalıştığını ve bunun da tartışılmadığını dile getirerek, halen birçok kadının fabrikalarda ve hizmet sektöründe çalıştığını belirtti.

Çalışan kadının nasıl daha sağlıklı, huzurlu ve verimli bir ortamda çalışabileceğini düşünmek gerektiğini ifade eden Martı, "Biz bir yandan ailesini ihmal etmek istemeyen çalışanlar olarak bazen ikilemde kalıyoruz çünkü geleneksel kodlarımız ve beklentiler bizden iyi bir anne ve iyi bir eş olmamızı istiyor. Çalışırken bir yandan da ailemize emek veriyoruz. Bunun da mükafatını Allah'ın vereceğine inanıyorum." diye konuştu.

Martı, kadının hangi niyetle çalıştığını anlamak gerektiğini vurgulayarak, şunları kaydetti: "Kadın vahyin muhatabıdır. Kadın Rabbi tarafından yeryüzünü imar etmekle görevlendirilen insandır. İnsan da çalışıp çabalamak zorundadır. İslam'ın uygun gördüğü şartlarda ve harama giden herhangi bir adım atmadan kadının çalışmasında dini bir engel yoktur. Çalışmaya engel olacağını iddia edeceğimiz hiçbir hadis ya da ayet-i kerime yoktur ama haram konusunda herkes çizgilere dikkat etmek zorundadır."

 

Paylaş