ZORLU: “ÜNİVERSİTE OLARAK KONYA’YA VE TÜRKİYE’YE BİLİMSEL ANLAMDA HER TÜRLÜ KATKIYI SUNMAYA ÇALIŞIYORUZ”
ÖNAL: “SEMPOZYUM RUHUMUZA ÖNEMLİ DOKUNUŞLAR YAPACAK”
Üniversitemiz Geleneksel Sanatlar Uygulama ve Araştırma Merkezi, Karatay Belediyesi, Türk İş Birliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA), Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü, Telif Hakları Genel Müdürlüğü işbirliği ve Karatay Termal Tatil Köyü ev sahipliğinde düzenlenen ve üç gün sürecek “1. Uluslararası Geleneğimiz, Geleceğimiz ve Ustalarımız Sempozyumu” başladı.
Üniversitemiz tarafından Mimar-Nakkaş Semih İrteş’e fahri doktora payesinin tevcih edildiği sempozyumun açılışında konuşan Rektörümüz Prof. Dr. Cem Zorlu, “Üniversite olarak Konya’ya ve Türkiye’ye bilimsel anlamda her türlü katkıyı yapmaya çalışıyoruz” dedi.
Karatay Belediye Başkan Vekili Şaban Önal ise, Geleneksel Türk İslam Sanatlarının etraflıca konuşulacağı sempozyumla, bu alanda yeni bir kapının aralanacağını vurguladı.
Karatay Termal Tatil Köyü’nde düzenlenen sempozyuma geleneksel sanatlar alanlarında birbirinden önemli yerli ve yabancı akademisyenler ve sanatçılar katıldı. 3 gün sürecek sempozyum, protokol konuşmalarıyla başladı. Törende konuşan Sempozyum Düzenleme Kurulu Başkanı Doç. Dr. Ali Fuat Baysal, program boyunca 8 oturumda 34 bildirinin sunulacağını aktardı. Doç. Dr. Baysal, “Zor ve sıkıntılı dönemler yaşanan bu günlerde yeniden birlikte olabilmenin, geleneği ve geleceği aynı ortamda buluşturabilmelerinin heyecanını yaşıyoruz. Bu program ile usta ile çırağın, hoca ile talebenin, akademi ile atölyenin yani eski tabirle mektepliyle alaylının bir arada olmasını arzu ettik. Bu program süresince ömrünü bu alana vakfetmiş hocalarımızın bilgi ve tecrübelerinden faydalanmak, en büyük kazançlarımızdan biri olacaktır” dedi.
Üniversitemiz Güzel Sanatlar ve Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Dicle Aydın, “Gelenekler, geçmiş ile bağımızı kuran, geleceğe rehber olan değerlerdir. Geleneği devralmak, kıymetini bilmek, ustalarla, eğitimle, bilimle geleceğe aktarmak en önemli görev ve sorumluluklarımız arasındadır. Bu sempozyum söz konusu sorumluluklarımıza karşı olan farkındalığımızın bir göstergesidir” diye konuştu.
Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Muhittin Okumuşlar da, sanatın teolojik yönünden bahsederek, “Sanatın her bir alanı aslında bizim yeme içme kadar ihtiyacımız. Sanatın hitap ettiği duyu organlarımızın da ihtiyaçlarını karşılamamız gerekir. Çocuklarımıza küçük yaşlardan itibaren, sanattan en iyi şekilde istifade edebilmeleri için sanat eğitimi vermemiz gerekiyor. İnşallah bu tür çalışmalar toplumumuzun her kesiminde sanat anlayışının gelişmesine katkı sağlayacaktır” şeklinde konuştu.
“SEMPOZYUM RUHUMUZA ÖNEMLİ DOKUNUŞLAR YAPACAK”
Geleneksel Türk İslam Sanatlarının etraflıca konuşulacağı kıymetli sempozyumla bu alanda yeni bir kapının aralanacağını vurgulayan Karatay Belediye Başkan Vekili Şaban Önal ise, “İnanıyorum ki bu organizasyon sayesinde akademisyenlerimiz, hocalarımız, ustalarımız ve üstadlarımız 3 gün boyunca ruhumuza önemli dokunuşlarda bulunacaklardır. Karatay Belediyesi olarak; fiziki ve altyapı yatırımlarımızın yanında ilmi, sanatsal ve kültürel yatırımlarla da insanımız için gayret gösteriyoruz. Çünkü biliyoruz ki imar edilen şehirler, ihya edilen insanların varlığıyla mana kazanır. Bu kapsamda bugüne kadar pek çok eserin ve projenin ortaya çıkmasına katkı sunduk, sunmaya devam edeceğiz. Hat, Tezhip, Minyatür, Ebru, Ahşap Oymacılığı, Nakış, Saman ve Cilt Sanatı ile Geleneksel Türk İslam Sanatlarının daha birçok alanını kapsayan konuların etraflıca ele alınacağı sempozyum, çalıştay ve sergimizi bu manada önemsiyoruz. Bu duygu ve düşüncelerle; programımızı şereflendiren tüm hocalarımıza, ustalarımıza, sanatçılarımıza ve konuklarımıza Karatay Belediye Başkanımız Sayın Hasan Kılca adına teşekkür ediyor; programımızın hayırlara vesile olmasını diliyorum” ifadelerini kullandı.
“GELENEĞİMİZ ve USTALARIMIZ, GELECEĞİMİZDİR”
Rektörümüz Prof. Dr. Cem Zorlu da, üniversite olarak Konya’ya ve Türkiye’ye bilimsel anlamda her türlü katkıyı yapmaya çalıştıklarını belirterek, “Akademisyenlerin topluma dokunabileceği her alanı değerlendirmeye çalışıyoruz. Yeni bir medeniyet kurgusu ortaya koymak istiyorsak bunun yolu bilgiden geçer. Bilgiyi üretmeye başlayan ülke medeni ülkedir, medeniyet kurmayı başlatmış demektir. O zaman üniversitelerin bu konuda çok büyük sorumlulukları vardır. Elhamdülillah, geçmişe nazaran üniversitelerimiz artık dünyada ses getiren projelere imza atmaya başladılar. Biz de Necmettin Erbakan Üniversitesi olarak tüm akademisyen ve birimlerimize, ‘Durmak yok, koşmaya devam’ diyoruz. Tüm birimlerimiz gayretle çalışmaya ve üretmeye devam ediyor. Geleneğimiz, geleceğimiz, ustalarımız sempozyumumuz çok değerli bir sempozyum ve aslında içerisinde çok nefis bir cümle barındırıyor: Geleneğimiz ve ustalarımız geleceğimizdir. Sempozyumumuzun önem arz eden bir başka noktası; Mimar-Nakkaş Semih İrteş ve sağlık sorunlarından dolayı bugün aramızda bulunamayan Hattat Hüseyin Kutlu üstatlarımıza vereceğimiz, bizim için aslında iftihar olan fahri doktora unvanı takdimi. Bu takdim bizler için gurur verici. Tüm katılımcılara hoş geldiniz diyor, sempozyumun hayırlı ve bereketli olmasını temenni ediyorum” dedi.
MİMAR-NAKKAŞ SEMİH İRTEŞ’E FAHRİ DOKTORA UNVANI TEVDİ EDİLDİ
Konuşmaların ardından sempozyum kapsamında Üniversitemiz tarafından Mimar-Nakkaş Semih İrteş’e fahri doktora unvanı verilmesi törenine geçildi.
Rahatsızlığı dolayısıyla Hattat Hüseyin Kutlu’nun katılamadığı törende Mimar-Nakkaş Semih İrteş’e fahri doktora payesi tevcih edildi. Rektörümüz Prof. Dr. Cem Zorlu, Mimar-Nakkaş Semih İrteş’e cübbe giydirerek fahri doktora belgesini ve hediyelerini takdim etti.
Fahri doktora unvanı töreninin ardından sempozyum, Doç. Dr. Ali Fuat Baysal’ın moderatörlüğündeki, Mimar-Nakkaş Semih İrteş ve Öğretim Üyesi Dr. Savaş Çevik’in konuşmacı olarak katıldığı, “Geleneğimiz, Geleceğimiz” adlı panel ile devam etti.
SEMİH İRTEŞ KİMDİR?
1952 Yılında İstanbul’da doğdu. İDMMA Mimarlık Fakültesi’nden mezun oldu.
1968 yılında babası Sabri İrteş’ ten öğrendiği Kalemişi sanatını halen devam ettirmektedir. Kalem işi restorasyon çalışmaları Topkapı Sarayında 1970’ ten günümüze kadar devam etmektedir. 1973-1980 Yıllarında Ord. Prof. Dr. Süheyl Ünver’ in Cerrahpaşa Tıp Tarihi kürsüsünde Tezhip çalışmalarına katılmış ve icazet almıştır.
1978 tarihinden 2012 tarihine kadar Kültür Bakanlığı Topkapı Sarayı Müzesi Nakışhanesinde Türk Tezyini Sanatları Öğretim Görevlisi olarak çalışmıştır. 1981-1983 yılları arasında Mimar Sinan Üniversitesi Geleneksel Türk Sanatları Bölümünde ders vermiştir. Kuruluş sürecinde büyük katkı sağladığı Konya Selçuk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Geleneksel Türk Sanatları Bölümünde 2003-2007 yılları arasında İstanbul’dan gelip gitmek suretiyle kalemişi öğretim görevlisi olarak görev yapmıştır. 1991 yılında Mamure Öz’ün kurdukları Sema Nakışhanesi başta tezhip olmak üzere kitap süsleme sanatlarına yaptığı katkının yanı sıra eğitim faaliyetleri ile birçok talebe yetiştirmiş, açtığı yurt içi ve yurt dışı sergilerle bu sanatların tanınmasında büyük rol oynamıştır. 2008 yılında Nakkaş ve Sema Nakışhanesi sanatsal faaliyetlerini Mimar Sinan’ın Valide-i Atik Külliyesi Tekke Binası’nda Nakkaş Tezyini Sanatlar Merkezi adı altında birleştirerek mimâri ve kitap süsleme sanatlarını tek bir çatı altında buluşturmuş ve günümüzde Osmanlı nakkaşhane geleneğinin küçük bir modeli olmuştur.
2015 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın "Yaşayan İnsan Hazineleri" ödülüne layık görülen İrteş, ödülünü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın elinden almıştır. Bu güne kadar Beştepe Külliyesi Millet Cami, Ankara Ahmet Hamdi Akseki, Karacaahmet Şakirin, BAE- Şarjah Cami, Köln Cami, ABD- TACC Cami, Tokyo Cami gibi birçok caminin kalem işi restorasyonunu ve yeni tezyini uygulamalarını yapmıştır. Cezayir Keçiova Cami, Bursa Ulu Cami Topkapı Sarayı Yemiş Odası, Topkapı Sarayı Hırka-i Saadet Dairesi, Mevlana Türbesi gibi yapıların restorasyonunu yapmıştır.
Türk-İslam Tezyini Sanatları ile ilgili araştırmalar yapan ve yıllardır sürdürdüğü eğitim faaliyetinin yanında oldukça geniş bir tezyini sanatlar arşivine sahiptir.