Tıp Fakültesi
13.08.2021

Aşıda Hurafelere İnanmayın!

 
 

Koronavirüsle mücadelede etkin yöntemin aşı olduğunu vurgulayan uzmanlar, vatandaşlardan aşıyla ilgili komplo teorilerine ve hurafelere itibar etmemesini istiyor.

Türkiye’de koronavirüs vaka sayıları artmaya devam ederken aşı karşıtlığı, hedeflenen toplumsal bağışıklık ve Kovid-19’la mücadelede en büyük engellerden birisi haline gelmeye başladı. Sağlık Bakanlığı verileri ve bilim insanlarının değerlendirmelerinde hastaneye yatanların yüzde 90-95'inin aşısız kişilerden oluştuğu, aşılı kişilerin çok az hastaneye yatma ihtiyacı duyduğu, yoğun bakımlara yatışta yine aynı şekilde aşısızların fazla olduğu belirtiliyor.
 

En Etkin Yöntem Aşı Olmak
Üniversitemiz Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. İbrahim Erayman, vatandaşları aşı olma konusunda hassas olmaya davet etti. Pusula’ya konuşan Erayman, aşıya ulaşma konusunda büyük bir imkana sahip olunduğunu dile getirerek, “Başlarda tedarik konusunda bazı sıkıntılar yaşansa da şu an aşıldı. Ama pandeminin doğasında bu var. Aşılanması gereken 10-12 milyar insan üretilen 2 milyar doz aşıyla orantılı olmadığı için illaki aksamalar olabiliyor. Şu an isteyen istediği tür aşıyı yaptırabiliyor. Ülkemizde 2 tür aşı mevcut. Üçüncü bir aşıya ihtiyacımız yok zaten. Bazen ara ara aşıların gelmesinde birkaç günlük aksamalar olabiliyor. Ama onun dışında hiçbir sorun yok. Hatta büyük bir imkan var. Çarşıya gidiyorsunuz valiliğin önünde çadır kurulmuş isteyene aşı yapılıyor. Gittiğiniz yerlerde kolayca aşı yaptırabiliyorsunuz. Bu imkandan yararlanılması lazım. Şu anda en etkin yöntem aşı olmak.” ifadelerini kullandı.
 
Varyantlar Sadece Antikor İhtiyacını Arttırabilir
Delta varyantının etkilerinden de söz eden Erayman, “Bunun Delta olur, yarın başka bir şey olur. Mevcut virüs kendi yapısında değişiklikler yaparak yaşamaya devam ediyor. Aşılar bu varyant virüslerin üzerinde de etkili. Varyantlar sadece antikor ihtiyacını artırabilir. Aşının gücüne karşı bir miktar direnç gösterebilir. Söylenildiği gibi, ‘Boş yere aşı olduk varyantlara etkisi yok’ gibi bir durum söz konusu değil. Çok özel bir durum olmadığı müddetçe aşıların etkisi oluyor.  Amerika Yiyecek ve İlaç İdaresi FDA’ya biontech pfizer tam kullanım ruhsatı için başvuruda bulundu. Bilindiği üzere bu aşılar için geçici kullanım izni verilmişti. Bu ruhsat ile aşının prestiji arttı. Artık biontech normal ilaca dönüştü. Bu iki şeye dayanarak verildi. Birincisi insanlar aşı sonrası, daha az hasta oldular, ölmediler, yoğun bakıma daha az gittiler. İkincisi aşıların milyar doz yapılarak çok az yan etkilere sahip oldukları ortaya çıktı. Bu iki konudan cesaret bulunarak başvuruldu diyebilirim. Bu cesaret bilim cesareti kişisel bir durum söz konusu değil.” dedi.
 


Koronavirüs Aşıları İyi Çalışıyor
Her insanda antikor üretiminin farklı olduğunu ve bunun yaş ve bağışıklık sistemi ile alakalı olduğunu söyleyen Erayman, “Kişiler arasındaki antikor farkı tamamen kişinin bağışıklık sistemi, aldığı ilaçlar, beslenme ve çevre ile alakalıdır. 40 yaşında birisi ile 90 yaşında birisinin vücudunda antikor üretimi sayısının farklı olması normaldir. Ama antikor sayısı ne olursa olsun kötüleşmiyorlar, yoğun bakıma gitmiyorlar, entübe olmuyorlar, solunum desteği ihtiyaçları olmuyor. Yani bir aşı yüzde 70 etkin deniliyorsa aşı olanların yüzde 70’i hasta olmuyor demektir. Ama aşısızlar için bunu söylemem çok zor. Yaşayan bilir. Hekimler olarak açıkça söyleyebiliriz ki aşısızların durumu daha vahim olabiliyor. Yatış süreleri artıyor. O yüzden aşıya sıkı sıkıya sarılmamız lazım. Çünkü koronavirüs aşıları iyi çalışıyor.” diye konuştu.
 
Vatandaşımız Hurafelere İnanmamalı
Sosyal medya da hekim ve bilim insanı olmayan çoğu kişinin aşı ile ilgili kötümser paylaşımlar yaptığını ve buna itibar edilmemesini gerektiğini vurgulayan Erayman, “Sosyal medyaya engel olamazsınız ama şu anda aşı ile ilgili büyük bir bilgi kirliliği oluştu. Ama akil insanların doğru tartışması lazım. İki aşı arasında bile ayrım yapan bilim insanları var. Bu anlayış çok yanlış. Burada kural şudur. Doğruyu arayıp bulmak lazım. Bir hastalığa tutulduysam gider o konuda en iyi doktoru ararım. Yani şu anda bu mücadeleyi aksatacak sorumsuz söylemlerden eylemlerden uzak durulması lazım. Vatandaşımızda hurafelere, saçma inançlara, bilimin kanıtına dayanmayan verilere inanmamalı. İlerde farklı ilaçlar çıkabilir. Ama şimdi tek çıkış yolumuz aşı. Ben bütün halkımızı aşı olmaya davet ediyorum.” şeklinde konuştu.
 
Aşı Karşıtlığı Çağımızın En Büyük Kanseri Olmak Üzere
Aşı karşıtlarının komplo teorilerinin bilimsel hiçbir kanıtı olmadığının altını çizen Doç. Dr. İbrahim Erayman, “Aşı karşıtlığı çağımızın en büyük kanseri olmak üzere. Bununla aklıselim bir şekilde mücadele edilmesi gerekiyor. Bir kere savundukları argümanlar kesinlikle bilimsel verilere dayanmıyor. Bunlara itibar gösterildikçe daha fazla ortalıkta oluyor. Bakın milyar dozlar yapıldı dünya üzerinde. Ve biz bunları bilimsel olarak izliyoruz. Onların söylediği teorilerin hiçbirine rastlamadık. Zaten her dönem her aşı ile alakalı böyle şeyler ortaya atılmıştır. Bunların hiçbirinin kanıtı yok. Aşı ile ilgili küçük yan etkiler zaten normaldir. Aşı yerinde ağrı, kırgınlık, halsizlik, ateş gibi etkileri oluyor. Ama bunlar da kısa bir sürede kendiliğinden düzeliyor. Şimdiye kadar ölümcül bir yan etkisi olduğunu görmedik.” diye konuştu. Erayman aşı olanların da toplumsal bağışıklığa ulaşmadan maske, mesafe, temizlik kurallarına riayet etmeleri gerektiğini vurguladı.

Pusula Gazetesi’ne ve Gülşen Çopur’a teşekkür ederiz.