Ahmet Nezahat Keleşoğlu Vakfı tarafından yaptırılacak Ahmet Keleşoğlu İlahiyat Fakültesinin Temel Atma Töreni Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ ve Konya milletvekili Ahmet Sorgun’un katılımıyla gerçekleştirildi.
Açılış konuşmasını yapan Ahmet Keleşoğlu İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ramazan Altuntaş; İlahiyat Fakültesinin 55 yıl önce Yüksek İslam Enstitüsü olarak eğitim öğretim faaliyetlerine başladığını belirterek, şu anda neredeyse 7 kıtadan olmak üzere 60 ülkeden yaklaşık üç bin öğrenci ile eğitim ve öğretime devam ettiklerini söyledi. Türkiye’nin en köklü geleneğe sahip İlahiyat Fakültesi olarak, 90 fakülte arasından Üniversite tercihlerinde 3. sırada yer aldıklarını ifade etti.
İslam medeniyetinde iyilik hareketinin vakıf medeniyetinin kurulmasıyla başladığını belirten Altuntaş Ahmet Nezahat Keleşoğlu Vakfına teşekkür ederek bu anlamlı temel atma törenine yine bir vakfın katkıda bulunduğunu söyledi. Peygamberimizin ‘İnsanların en hayırlısı insanlara faydalı olandır, Malın en hayırlısı Allah yolunda harcanandır.’ sözlerini hatırlatarak: “Konyamız ve ülkemiz adeta bir vakıf cenneti haline gelmiştir.” dedi.
Sadece Türkiye’de değil tüm İslam aleminde İlahiyat Fakültelerinde üretilen bilgiye olan ihtiyacın günümüzde daha da arttığını söyleyen Altuntaş; mutedil, ölçülü, insan yapısına ve doğasına uygun bir din öğretimi gerçekleştirildiğini ifade etti. Altuntaş: “Bizler hüküm merkezli bir din eğitimi değil, hikmet merkezli olarak, diğerini ötekileştirmeden tüm insanlığı kucaklayacak ve yeryüzünde barışı, kardeşliği gerçekleştirebilecek bir din ve öğretimini vermeye çalışıyoruz.” dedi.
Danıştay’ın geçen günlerde İlahiyat Fakültesi mezunlarının Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni olmalarını engelleyen kararına değinen Altuntaş; bu konuda hükümetin kısa zamanda bir düzenleme yapacağını umduğunu sözlerine ekledi.
Ahmet-Nezahat Keleşoğlu Vakfı adına konuşma yapan Hulki Yücel, 10. yılını dolduran vakıflarının Türkiye’nin 3. büyük vakfı olduğunu söyledi. Rahmetli Ahmet Keleşoğlu’nun gençlerin eğitimine verdiği öneme değinen Yücel, bu yüzden vakıf hizmetlerinin büyük bir bölümünün eğitim alanında olduğunun altını çizdi. Her yıl 1500 öğrenciye burs verdiklerini belirterek vakfın yürüttüğü çalışmalar hakkında bilgiler verdi. Yücel, temeli atılan Ahmet Keleşoğlu İlahiyat Fakültesinin 50.358 metrekare bir alana sahip olduğunu söyleyerek binanın 2 yıl içerisinde tamamlanacağını bildirdi.
Rektörümüz Prof. Dr. Muzaffer Şeker ise konuşmasının başında Ahmet-Nezahat Keleşoğlu Vakfı himayelerinde yürütülecek inşaatın hikâyesini anlattı. Rahmetli eğitim gönüllüsü Ahmet Keleşoğlu’nun Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesini inşa ettikten sonra açılış töreninde Cumhurbaşkanımızın kendisinden İlahiyat Fakültesini de yaptırmasını beklediğini ifade etmesiyle bu ulvi görevi üstlendiğini söyledi. Rektörümüz İlahiyat Fakültesinin Türkiye için önemine değinerek sadece Konya’nın değil Türkiye’nin çok eski ve köklü yükseköğretim kurumlarından birisi olduğunu söyledi.
Ülkemizin ve tüm dünyanın doğru, sağlıklı İslami bilgiyi aktaracak din adamlarına ihtiyacı olduğunu ve bu konuda ciddi bir boşluk olduğunu ifade eden Şeker şunları söyledi: “Bu konuyu çözmek üzere İslam ülkeleri nezdinde diğer ülkelerdeki Müslüman topluluklara yönelik ülkemiz büyük bir gayret içerisinde. Konunun hassasiyetine binaen nitelikli, yetkin, İslam dinini düzgün aktarabilecek bireylerin yetişmesine katkı vermeye çalışıyoruz. İlahiyat Fakültemizin yeni binası da bu amaca katkı sağlayacak. Fakültenin çağın gereklerine uygun bir binaya sahip olması için hepimiz gayret ettik. 5 kez proje değişikliğine gidildi. İnanıyorum ki çok güzel bir proje ortaya çıktı. Bu vesile ile merhum Ahmet Keleşoğlu Amcamıza rahmetler diliyorum. Hava muhalefeti nedeniyle çok istemesine rağmen aramızda bulunamayan ve merhumun vasiyetini ve Sayın Cumhurbaşkanımızın talebini yerine getiren Ahmet Nezehat Keleşoğlu Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Sonay Gürgen Bey başta olmak üzere tüm varislerine ve vakıf yetkililerine de şahsım, üniversitem ve Konyamız adına şükranlarımı sunuyorum. Emeği geçen herkesten Allah razı olsun.”
Konya milletvekili Ahmet Sorgun İlahiyat Fakültelerinin ve diyanet camiasının toplumda yaşanan günübirlik olaylara teslim olmadan ancak toplumdan da kopmadan hareket etmeleri gerektiğini ifade ederek bu kurumların ağır, dingin ve itidalli olmasının önemine değindi. Sorgun: “Bilim adamları ve düşünürler ufuk çizerler. Önümüze katamadığımız şeyin arkasından gideriz. İlahiyat Fakültesi hocalarımızdan beklediğimiz şey, işin felsefesini yapmaları. Ama sadece laf olsun diye değil. Gerçekten toplumumuzu yönlendirecek ufkumuzu açacak felsefe yapmaları. Yoksa sadece formatif bilgileri ve geçmişi tekrarlamak değil, geçmişten kopmadan kendi kaynaklarımızla değerlerimizi asrın idrakine söyletmeliyiz.” şeklinde konuştu.
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ konuşmasının başında hükümetin eğitim ve öğretim alanında yaptığı değişim ve dönüşümlerden bahsederek din eğitimi ve öğretimi konusunda da atılan önemli adımları anlattı. Cumhuriyet tarihimizin din eğitimi konusunda dalgalanmalarla geçen yılları hakkında bilgiler verdi. Şu anda Türkiye’de verilen din eğitimi ve öğretimi hakkında konuşan Bozdağ, ilköğretim ve ortaöğretimlerde zorunlu ders olarak okutulan Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerine değindi.
İlahiyat Mezunlarının Öğretmenlik Hakkının Elinden Alınmasına İzin Vermeyiz
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun İlahiyat Fakültesi mezunlarıyla ilgili aldığı kararı eleştiren Başbakan Yardımcısı Bozdağ: “Mahkeme yerindelik denetimi yapmıştır, anayasaya göre yapamaz, hukuka aykırıdır Onun için buradan İlahiyat Fakültesi öğrencilerine şunu iletmek isterim. Biz bu konuda ilahiyat mezunlarının öğretmenlik hakkının elinden alınmasına izin vermeyiz. Bu konudaki değişiklik neyse gerekeni yapacağız. Bu konu Sayın Cumhurbaşkanımızla, Başbakanımızla ve Milli Eğitim Bakanımızla da istişare edilmiştir. Önümüzdeki günlerde bununla ilgili bir yasal düzenlemeyi yapacağız ve bu haksızlığı ortadan kaldıracağız. Buradan bütün İlahiyat Fakültesi öğrencilerimize ve mezunlarına bunun hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum.” dedi.
Din hizmeti sunan din görevlileri ile ilgili bir çalışma yaptıklarını söyleyen Bozdağ 2018 yılında “Diyanet Akademisi” adı altında başlatacakları uygulama hakkında paylaşımlarda bulundu. Bu uygulama ile vatandaşa din hizmeti veren kişilerin kalitesinin daha da arttırılmasının amaçlandığını ifade etti.
İlahiyat Fakültelerinin dinimizin doğru öğretilmesi, doğru anlaşılması ve doğru yaşanması konusunda önemli görev ifa ettiklerini belirten Bozdağ: “İlahiyat Fakültelerimiz, imam hatip liselerimiz ve diğer bu alanda eğitim öğretim veren kurumlarımızın tamamı üzerlerine düşen görevi layıkıyla yerine getirdikleri takdirde terör örgütleri dini istismar etmek için karanlık alan bulamayacaklardır.” dedi.
İlahiyat Fakültelerinin YÖK ile irtibatlı faaliyetlerde bulunduklarını söyleyerek bundan sonraki çalışmalarda Diyanet İşleri Başkanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Yüksek Öğretim Kurumu ve İlahiyat Fakültelerinin birlikte çalışmasında, müfredatta ve diğer pek çok alanda birlikte hareket etmelerinde büyük yarar gördüğünü ifade etti. “Eğitim öğretimi verenlerle onların yetiştirdiği talebeleri çalıştıranların birlikte çalışması, geleceği birlikte planlaması ve ihtiyaçları görerek müfredatı şekillendirmeleri son derece önemli.” şeklinde konuştu.
Bozdağ, dünyada Müslümanlar ve İslam hakkında yürütülen çok kirli algı operasyonlarına da değinerek, bunları ortadan kaldıracak kişilerin yine İlahiyat Fakültelerindeki hocalar ve öğrenciler olduğunu söyledi. Bekir Bozdağ: “Bunların panzehiri ilimdir, üniversitelerdir, fakültelerdir, hocalardır. İslam ile ilgili pek çok tartışmada İslam’ın gerçek yerini gösterecek olanlar özellikle İlahiyat Fakültelerimizdir. İslam’da kadın konusu sürekli birilerinin tartıştığı ve buradan İslam’ın en güçlü olduğu yerden İslam’a zarar vermek için kaşıdıkları bir konudur. İslam’ın kadına verdiği değeri ve kadın haklarına verdiği değeri son derece önemsiyorum. İnsan hakları ve hukuk devleti gibi konular İslam’ın özünü temsil eden konulardır. Bu konular üzerindeki en iyi çalışmaları da üniversitelerimiz yapacaklardır.” dedi
İnsan hakları konusunda kavramsallaştırmayı başkalarının yaptığını söyleyen Bozdağ, hâlbuki bu konuda temel metinlerin en güzelinin Kuran-ı Kerim’in ayetleri ve Peygamberimizin hadisleri olduğunu söyledi. Kavramsallaşmayı Müslüman alimler yapamayınca bu konuda fakir kalındığını belirterek kavramsallaştırma konusu üzerinde İlahiyat Fakültelerinin çok fazla durması gerektiğini söyledi.
Konuşmasının sonunda Bozdağ, Üniversitemiz Ahmet Keleşoğlu İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Huriye Martı’nın Diyanet İşleri Başkan Yardımcılığı görevine atanmasıyla ilgili de açıklamalarda bulundu. Türkiye’de bir ilk olarak, İlk kadın başkan yardımcısı olduğunu belirten Bozdağ: “Toplumumuzun yarısı kadın. Kadınlara dini konuların aktarılması ve ulaştırılması son derece önemli. İlahiyat fakültelerimizde ve hayatın pek çok alanında kadınların etkinliğinin artırılması, ülkemizin bugünü gibi geleceğinin de daha iyi olmasına katkı sağlayacaktır. Türkiye’de kadın Kuran kursu öğreticilerinin vaizlerin ve murakıpların sayısını artıracağız.” dedi.
Yapılan duanın ardından Ahmet Keleşoğlu İlahiyat Fakültesinin temeli Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ ile protokol üyeleri ile beraber gerçekleştirildi.