Tüm zamanların rekorunu kıran kar yağışıyla Konya’nın yüzü güldü. Kent merkezinde 3 Ocak Salı günü kar kalınlığı 52 cm’ye ulaştı. Rektör Yardımcımız ve Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Emin Aydın yaşanan bazı sorunların kardan değil tedbirsizlikten kaynaklandığını vurguladı.
Artan Su İhtiyacının Karşılanması İçin Kar Önemli
Karın su kaynağının en önemli kısımlarından bir tanesi olduğunu, kar yağışı sayesinde hem hububatın sulanması ve korunması hem de Türkiye’deki su rezervinin yenilenmesi ile artmasının sağlandığını söyleyen Aydın: “Konya bölgesinde yaklaşık yağış ortalama 300 mm fakat Türkiye ortalaması 600 – 650 mm, Türkiye’de kişi başına düşen yıllık ortalama su miktarı ise 1500 – 1600 mᶾ civarında… Bu, Türkiye’nin su sıkıntısı yaşayabilecek ülkeler sınırına gelmesine sebep oluyor. Hem nüfus hem de sanayi gelişmesinin fazla olması dolayısıyla su ihtiyacı artıyor. Su sıkıntısı görünmeye başlıyor. Bu tür yağışlar hem yüzeysel rezervleri, barajları, gölleri dolduruyor hem de kar yavaş yavaş eridiği için yeraltına sızması da yavaş yavaş oluyor. Erozyon olmadan yeraltı sularının da beslenmesini sağlıyor.” dedi.
Tedbir Almak Şart
Karın su kaynaklarının yenilenmesine ve beklenilen seviyelere gelmesine katkı sağladığını, dolayısıyla kar yağışının önemli bir nimet olduğunu belirten Prof. Dr. Mehmet Emin Aydın: “Bu nimetin kadrini, kıymetini bilmek gerekiyor. Kar yağışı olacağı önceden meteoroloji yetkilileri tarafından bildirildiği vakit ilgililerin gereken tedbirleri alıp vatandaşa olumsuz yansımalarını önlemesi gerekiyor. Aslında vatandaş da çok fazla şikâyetçi değil.” dedi.
Olumsuzlukları Karla İlişkilendirmek Doğru Değil
Bazı trafik kazası, çatı çökmesi gibi felaketlerin ardından bu durumun doğrudan karla ilişkilendirildiğini hatırlatan Aydın: “Hâlbuki çatı sağlam yapılmadıysa bu karın kabahati değildir. Böyle bir karda çatının çökmemesi gerekiyor. Demek ki çatı düzgün yapılmamış. Yolların kapanmaması gerekiyor, ilgililerin yolları temizlemesi gerekiyor. Artan nüfusla beraber konut ve sokak sayısının fazlalığı, temizlemenin kısa bir sürede ve şehrin her yerinde bir anda yapılmasını da engellediği bir vakıadır. Dolayısıyla bu olumsuzlukları doğrudan karla ilişkilendirmek de doğru değil.” şeklinde konuştu.
Kar İlave Bir Bereket
Kar yüksekliğinin bazı bölgelerde 50 cm’yi aştığını ancak birkaç kez yağıp erimesinden dolayı normalde 1 metreye yaklaştığını tahmin etmenin mümkün olduğunu belirten Aydın sözlerini şöyle sürdürdü: “Karın yoğunluğu suya göre biraz düşük ve çok değişken olabiliyor. Karın yoğunluğu yerine ve karın şekline göre 100 kg/mᶾ ile 600 kg/mᶾ arasında değişebiliyor. Biz 200-300 kg/mᶾ olarak ortalama kabul edersek neredeyse yağacak 1 metrelik bir kardan dolayı bir senelik ortalama yağışın büyük bir kısmı bu şekilde kar olarak gelmiş oluyor. Dolayısıyla bu ilave bir bereket, su kaynağına artı bir takviye… Karı bu şekilde görmek gerekiyor.”
Tarım ürünleri, gıda ve su kıtlığının birçok bölgede görülen, insan hayatını tehdit eden durumda olduğunu aktaran Prof. Dr. Mehmet Emin Aydın, bu bakımdan ülkemizin iyi durumda olduğunu belirtti. Kullandığımız suyun yüzde 70’inden fazlasının tarım alanlarında tüketildiğini, bu şekilde kar yağışlarının olmasının tarım alanlarındaki kullanılacak su miktarını da azaltmış olduğunu söyleyen Aydın, böylece ilerde kullanılacak suyun da depolanmasının sağladığı için karın su kaynaklarına önemli katkılarının olduğunu vurguladı.