Dünya Sağlık Örgütü raporuna göre dünyada her 3 kadından birisinin şiddet gördüğü tespiti; kadına yönelik şiddetin sadece Türkiye’nin değil dünyanın sorunu olduğunu gözler önüne sermektedir.
Birleşmiş Milletler kadına yönelik şiddeti; cinsiyete dayalı olarak gerçekleşen ve kadınlarda fiziksel, cinsel, psikolojik herhangi bir zarar ve üzüntü sonucunu doğuran özel veya toplum yaşamında gerçekleşebilen her türlü davranış, tehdit, baskı veya özgürlüğün keyfi olarak engellenmesi olarak tanımlanmaktadır.
Hasta Birey Şiddet Uygular
Dünyanın her yerinde benzeş oranlarda sağlıksız bireyler tarafından kadına yönelik şiddet uygulaması olduğu bilinmektedir. DSÖ tarafından, Refah düzeyi yüksek Kuzey Amerika, Avrupa, Avustralya ve Japonya’da şiddet oranın üçte bir olarak ifade edilmesi, şiddetin refah düzeyi ile azaldığını gösterse de yapılan araştırma ve çalışmalar sorunun refah düzeyi ve eğitim düzeyi ile ilintili ve orantılı olmadığını göstermektedir. Aslında şiddetin altındaki gerçek sorun; sağlık sorunu, daha açık bir ifadeyle hasta toplum, hasta aile ve hasta birey sorunudur.
Sağlıklı bireyin bedenen, ruhen ve sosyal yönden tam bir iyilik halinde olabilmesi ancak sağlıklı bir sosyal çevrede olabilmesi ile mümkündür. Sağlıklı sosyal çevrenin ise aileden başladığı da muhakkaktır. Kişinin sosyal yönden sağlıklı olabilmesinin ön şartı kişinin sağlıklı bir aile ortamında yaşamasıdır. Güvenli bir aile ortamı içinde, doğru bir iletişimle, dayanışma ve yardımlaşma içinde bulunup, sorumluluklarını bilip, zorluklarla mücadelede başarılı olarak çıkan bireyler sosyal açıdan da tam bir iyilik halini muhafaza ederler. Toplumsal şiddet, aile içi şiddet, kadına yönelik şiddet şeklinde üst ve alt versiyonları sayılabilecek şiddetin önlenmesi sağlıklı bir sosyal çevre, sağlıklı bir aile ortamı oluşturarak, sağlıklı bir sosyal çevre ve aile ortamında yetişmiş sağlıklı bireyler yetiştirmekle önlenebilir.
Kadına Yönelik Şiddet Öncelikli Bir Sağlık Sorunudur
Özelde kadına yönelik şiddet mevzuuna gelecek olursak; günümüzde şiddet mağduru kadının sağlığının öncelikli bir sağlık sorunu olarak görülmeyerek, işin magazinsel, adli ve üçüncü sayfa haberi vakası olarak yanlış bir değerlendirme yapıldığına şahit olmaktayız. Ülkemizde yapılan araştırmalarda; sağlık çalışanlarının da üyesi olduğu toplumun değer yargılarından etkilenerek duygularıyla hareket ettiği tespit edilmiştir. Basmakalıp toplumsal yargılar ve bunların neticesinde şekillenmiş duygularla yapılan muayene ve tedavilerde sağlık çalışanlarının mesleki profesyonelliğini icra etmesinde sınırlılıklar meydana getirmektedir. Sağlık çalışanlarının kendi duygu ve tutumlarını idrak ederek kontrol etmesi, öznellikten uzak davranması ve duygularını sunduğu sağlık hizmetine karıştırmaması gerekmektedir. Sağlık kuruluşlarındaki işlemler özel olarak hazırlanmış yerlerde ve uzmanlık bilgileri çerçevesinde değerlendirilmelidir.
Şiddet Gören Sağlık Kuruluşlarında Kendini Güvende Hissetmeli
Sağlık çalışanları, mağdurenin mahremiyet ve güvenliğinin sağlanmasını esas alarak, suçluluk hissetmeden kendini ifade edebileceği bir ortamda muayene, tetkik ve destek ve rehberlik hizmetlerinin sunulması görevlerini tam ve eksiksiz yapmalıdır. Aksi halde eldeki hasta muayene rehberlerine göre muayeneleri gerçekleştirmeyenler için kötü hekimlik uygulaması sorunu ve şiddete uğramış kadının mağduriyetinin çözümsüzlüğü gündeme gelecektir.
Bu yüzden aile içi kadına yönelik uygulanan her türlü şiddetin aile içinde kalması gerektiği toplumsal yanılgısından dönülüp, konunun adli bir sorun değil bir sağlık sorunu olduğu kabulüyle mağdurelere gerekli sağlık hizmeti sunulmalıdır. Şiddet uygulayıcılarının da eğitim ve sağlık hizmetine ihtiyacı olduğunu göz ardı etmeden, caydırıcı hukuki yaptırımları gecikmeden uygulayıp, gerekli rehabilitasyon edici sağlık ve eğitim hizmet ve desteği sağlanmalıdır.
Ayrıca devletin sosyal sorumlukları gereği; şiddetin unsurları oluşmadan, şiddeti önlemeye yönelik gerekli eğitim ve rehberlik hizmetinin sunulması için çalışmaların artırılması gerekmektedir.
Son olarak Necmettin Erbakan Üniversitesi olarak bizler de; Evde, okulda, statta, toplumda şiddete hayır ve sıfır tolerans diyoruz.
Prof. Dr. Muzaffer Şeker
Necmettin Erbakan Üniversitesi
Rektörü