Kutlu Doğum Haftası münasebetiyle Konya İl Müftülüğünce “Hz. Peygamber ve Birlikte Yaşama Ahlakı” konulu panel Konya Ticaret Odasında gerçekleştirdi. Panele; İlahiyat Fakültesi Dekanımız Prof. Dr. Ramazan Altıntaş, Öğretim Görevlileri Prof. Dr. Ahmet Yaman ve Prof. Dr. Adil Yavuz da panelist olarak katıldılar.
Panele Konya Valisi Muammer Erol, Konya İl Müftüsü Prof. Dr. Ali Akpınar, Rektörümüz Prof. Dr. Muzaffer Şeker, İl Milli Eğitim Müdürü Mukadder Gürsoy, akademisyenler ve misafirler katıldı.
Kuran’ı Kerim tilavetiyle başlayan programın açılış konuşmasını yapan İl Müftüsü Prof. Dr. Ali Akpınar; Allah ve melekleri Peygamberimizi onu anarak, severek ve ona dua ederek nasıl salâvat ediyorlarsa biz Müminlerin de Hz. Muhammedi anmamız, onu övmemiz, onu sevmemiz, ona dua etmemiz ve onun yolunda gitmemiz gerektiğini ifade etti. “Onu sadece Mevlit Kandillerinde ya da Kutlu Doğum Haftalarında anmakla kalmamalıyız.” diyen Akpınar sözlerine şöyle devam etti: “Aslında biz onu günlük okuduğumuz ezanlarla ve namazlarımızda sürekli anıyoruz. Onu anmak yetmez aynı zamanda onu anlamalıyız. Yüce Allah’ın kullarına bir anlamda işte kul böyle olur diyerek gösterdiği Muhammed Mustafa’yı anlamak bizim ümmetlik borcumuzdur. Onu doğru bilgilerle anmalı onun güzelliklerini hayatımıza taşımalıyız. Kutlu doğum ancak onu anlamaya onu anmaya ve onu yaşamaya bir vesile olursa anlamlı olur. Memleketimizin dört bir yanında değişik etkinliklerle peygamberimiz anılıyor ve anlaşılmaya çalışılıyor. Hepimizin peygamberin ümmetine nasıl sahip çıktığımız konusunda sorumluluklarımız var. Bu noktada 2015 Kutlu Doğum Haftasının bizim hayatımıza yeni Muhammedi güzellikler katmasını diliyorum.”
Konya İl Müftülüğü imam-hatip ve müezzinlerinden oluşan koro tarafından ilahilerin söylenmesinin ardından Panele geçildi.
Panelde ilk konuşmayı İlahiyat Fakültesi Dekanımız Prof. Dr. Ramazan Altıntaş yaptı. Birlikte yaşamanın temel ilkelerinden bahseden Ramazan Altıntaş Kutlu Doğum Haftasının tüm insanlığa hayırlar getirmesini dileyerek sözlerine başladı. Kutlu Doğum vesilesiyle Efendimizi andığımızı, anmanın da ötesinde onu anlamaya çalıştığımızı belirten Altıntaş; Allah’ın Efendimizi model olarak tanımladığını söyledi. Altıntaş sözlerine söyle devam etti: "Onun hayatı ütopik değildir. Kur'an onu hayatın içinde bir Peygamber olarak tanımlıyor. Dillerin, renklerin farklı olması insanları üstün veya düşkün yapmaz. Kur'an'ı Kerim'de üstünlüğün ancak takva ile olacağını söyler. Farklı dillerde olsak da aynı manaya varmamız o manayı yakalamamız gerek. Efendimiz de ayırmaya değil birleştirmeye gelmiştir. Birlikte yaşamanın temelinde sevgi vardır. Efendimizin birbirinizi sevmedikçe gerçekten iman etmiş olmazsınız ifadesi de bizi bu noktaya getirir. Müslüman sevdiğini Allah için sevecektir. Ancak o zaman gerçek mutluluk elde edilecektir."
İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyemiz Prof. Dr. Ahmet Yaman ise gayrimüslimlerle birlikte yaşama ahlakına dair bir konuşma yaptı. Konuşmasında eşitlik, adalet gibi konulara değinen Yaman, İslam dininin barış temelli bir din olduğunu söyledi. Müslüman mahallesinde çan çalınmaz, salyangoz satılmaz deyimlerini sorgulayan Yaman, Peygamber Efendimizin Mescidi Nebevide ayin yapmak isteyenlere bile izin verdiğini hatırlatırken, o dönemdeki genelgelerde de gayrimüslimlerin mabetlerine, piskoposlarına, kutsallarına Efendimizin garantör olduğunu, bugün bunlardan alınacak dersler olduğunun altını çizdi.
İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyemiz Prof. Dr. Adil Yavuz da Hz. Peygamberin sünnetiyle toplumsal yapılanmaya değindi. Konuşmasında hadislerden örnekler veren Prof. Dr. Adil Yavuz; toplumda annenin, kız çocuğunun ve kocanın önemine değindi. Dün çocukların diri diri gömülmesinin cahiliye âdeti olduğunu vurgularken, İslam dininin bunu engellediğini, adaletin ve huzurun İslam’la geldiğini ifade etti. “Müslüman öldürmek ne zamandan beri cihad oldu?” diye soran Yavuz, bu durumun şehadet getiren birinin Kuran’daki ayetlere bakmayışının göstergesi olduğunu belirtti. Adil konuşmasını şöyle sürdürdü: "Abdest, namazla bitmiyor, birey olarak toplumda huzur kaynağı olmanız gerekmektedir. Küçüklere ilgi büyüklere saygı göstermeniz gerekir. Müslüman Müslümanı hakir göremez. Arap olanın Arap olmayana üstünlüğü yoktur. Üstünlük sadece takva iledir. İşin özü insanın kendi kalitesini yükseltme meselesidir. Ancak o zaman toplumsal huzur gelecektir, ayrımcılık son bulacaktır."
Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Demirci ise teorikte her şeyin çok güzel olduğunu ancak pratikte gerçeklerle yüzleşmek gerektiğini vurguladı. Ayet, hadis, hayal ettiğimiz din geçmişte nasıl tecrübe edilmiş bunları görmek gerektiğinin altını çizdi. Bir medeniyetin doğarken 3 alanı ikame ettiğini söyleyen Demirci; “Birincisi gündelik hayat, ikincisi dünya görüşü, üçüncüsü güvenlik talebidir ki bir din, bir medeniyet ideal bir siyasal sistem geliştirmezse, bu maddeleri karşılayamazsa kabul görmeyecektir, tutunamayacaktır.” dedi. Sadece ayetler okuyarak millet olarak bir yere gidemeyeceğimizi söyleyen Demirci, yaşananların geçmişe bakılması ve tarihten ders alınması gerektiğini belirtti. Hz. Peygamber’in siyerini doğru anlatmanın önemine de değinen Demirci, yaygın olarak bilinen yanlışların düzeltilmesi gerektiğini söylerken Kutlu Doğumun hayırlara vesile olmasını diledi.
Panel Yöneticisi İl Müftüsü Prof. Dr. Ali Akpınar’ın programa katılanlara ve panelistlere teşekkür etmesinin ardından program sona erdi.