Panelistliğini Üniversitesitemiz Rumi Medeniyetler Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü ve Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bilal Kuşpınar ve İstanbul Aydın Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kenan Gürsoy’un gerçekleştirildiği “Hz Mevlana Günümüze Ne Mesaj Veriyor?” konulu program İlahiyat Fakültesinde yapıldı. Panele Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Önder Kutlu, İlahiyat Fakültesi Dekanı Ramazan Altıntaş, İlahiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Hayri Erten ve diğer konuklar katıldı.
Yorumlama Gücünüz Sahip Olduğunuz Kapasite Kadardır
Prof. Dr. Bilal Kuşpınar yaptığı konuşmada, Hz. Mevlana’nın Mesnevi’sinin şu ana kadar Kur’an’ı Kerim üzerine yapılmış şiirsel anlamda en güzel bir yorumu olduğuna, ilmin, hikmetin, marifetin ve sanatın, ahlak ve edep ölçüleriyle, harmanlanıp yoğrulduğu bir tevhid hazinesi olduğuna dikkat çekti. Kendisine ön yargısız ve samimi yaklaşan herkese, Mesnevi’nin bir kapı açacağını ve ona bir mesaj vereceğini ve o mesajı da kendi kapasitesi ve birikimine göre anlayıp istifade edebileceğini söyledi.
Hz. Mevlana’nın bilimsel anlamda İlahiyat Fakültelerimizde ciddi anlamda son yirmi yıldan beri çalışıldığını kaydeden Prof. Dr. Bilal Kuşpınar: “Batı’nın dikkat çekmesinden sonra biz Hz. Mevlana’yı keşfettik gibi bir şey oldu. Hâlbuki bugünkü İslam Coğrafyasına sunulabilecek en önemli çözümleri bulmamız için Hz. Mevlana bize kapıyı aralamıştır. Ancak ne var ki İslam dünyasında, özellikle Arapçanın ana dil olarak kullanıldığı beldelerde, Hz. Mevlana üzeri fazla bilinmemektedir. Bu nedenle, ülke olarak atmamız gereken adımlar ve yapmamız gereken ortak bilimsel çalışmalar gerekir. Zira İslam Medeniyetinin alim ve arif şahsiyetlerinin ve özellikle Hz. Mevlana’nın hikmetinin ve marifetinin İslam aleminin ve insanlığın bu günkü problemlerinin çözümünde önemli bir katkı yapacağını tekrar altını çizmek isterim.”
Hz. Mevlana’yı Anlamak İçin Gönüllerimizi Cilalamalıyız
Şeb-i Arus gecesinde Konya’da bulunmaktan mutlu olduğunu ifade eden İstanbul Aydın Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kenan Gürsoy, konuşmasına Prof. Dr. Bilal Kuşpınar’a teşekkür ederek başladı. Gönüllerimizi Hz. Pir’i anlamak için cilalamamız gerektiğini kaydeden Gürsoy: “Hz. Mevlana’yı şu veya bu şekilde anlamakta güçlüklerimiz var. Şu veya bu şekilde anlamamakta da ısrarlarımız var.” dedi.
Hz. Mevlana’yı asli manasında değerlendirmek dururken yanlış şekillerde Onun anlatıldığını söyleyen Gürsoy konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Neden Onu ötelere atıyoruz? Neden Onu görmezlikten geliyoruz? Neden Onu şu veya bu hümanist, şu veya bu heyecan, şu veya bu new age cereyanı çerçevesinde, anmak dolayısıyla indirgendiği o yerde korumaya çalışıyoruz? Onun ahlakından bir şeyleri kabullenmek, kendi adımıza anlamak gerekirken neden bundan uzak duruyoruz? Elbette insandı. Niyetinde ilahi aşktan ve bütün bir cihanı kucaklamaktan başka ne vardı ki ona bu kadar kara gözlüklerle ve kara gönüllerle bakıyoruz?”
Onu Görmezden Gelmeyi Kendimize Yediremeyiz
Böyle toparlayıcı ve birleştirici bir insanın nasıl görmezden gelindiği konusunda şaşkınlığını ifade eden Prof. Dr. Kenan Gürsoy, şiddete dayalı ötekileştirmelerin yaşandığı, her birimizin diğerini imha için neredeyse kendimize bir tanım verdiğimiz bu dönemde, bir bütünleme insanının görmezlikten gelinmesini kendimize yedirmememiz gerektiğinin altını çizdi.
Hz. Mevlana’nın en güzel şekilde aksettirilmesi gerektiği konusuna vurgu yapan Gürsoy Onun kucaklayıcılığını örnek almak gerektiğini belirtti.
Panel soru cevap bölümünün ardından sona erdi.